Halaya Durmuştu Yakamozlar...çocuk; ’tut elimi’ dedi tereddüt etti kadın korkular sardı ruhunu nereye götürecekti ki önünü görmeliydi, bilmeliydi yerini gitmeli miydi? beğenmezsem geri dönebilirim diye düşünüyordu ’korkuyor musun?’ diye sordu çocuk ’ hayır, tamam’ dedi uzattı elini kadın ’götür beni istediğin yere’… tuttu elini; götürdü deniz kenarına gözleriyle konuşuyorlardı önce ayakkabılar sonra çoraplar savruldu kumların üzerine birer adımla suyla buluştu ayakları kumlar eriyordu tabanlarında balıklarsa kafa atıyordu bacaklarına mekanlarına izinsiz girmişlerdi bu mevsimde alışık değillerdi insan vücuduna... su soğuk, tenleri sıcak ürperdi bedenleri dudak kıvrımların da titrek tebessümler cesaret verdi birbirine ilerlediler derinlere ayakları yerden kesilene kadar suyla bütünleştiklerinde dalgalara karşı attıkları her kulaç özgürlüğe götürüyordu dinlenmek için uzandılar sudan yatağa bulutlar ve güneş kıskandılar suyla dans ettiklerini görünce şekilden şekle girerek başladılar gösteriye... tam üstlerindeki bulut kümesi bembeyaz, yelelerine uzansan tutacak kadar uzun kanatlanmış, heybetli bir at oldu bir anda sol tarafta ki bulut masum bir çocuktu bekliyordu onu gözlerinde yaşlarla sabırsızdı yaklaştığında kanatlı, bembeyaz ata yelelerinden asılarak bir hamlede çıktı üstüne özgürlüğe uçtu çocuk umutla... akşam olmuş geri dönmeliydiler tüm güçlerini kullanarak attıkları kulaçlarla kıyıya varıp yorgun bedenlerini attılar kumlara yıldızlar ve ay örterken üstlerini saz çalıp türküler söyledi çocuk kadına kadın eşlik etti bu huzur karşısında halaya durmuştu denizde yakamozlar... 16.02.2012_____________Seher_Yeli Şiirime nefesiyle hayat veren kardeşime ( mavisecki) Çok teşekkür ederim. Saygılarımla... |