GÜVERTE
kaçbahara sığdırmıştım
kaç kırık ışkına sığınmıştı umutlarım mendilimin içinde hapsolmuştu hasretinle doldurduğum göz yaşlarım rüzgar savururken gidişimi ellerine dişlilerine takılıyor eskiden kalma gezinen tüm hatıralarım kayboluşumu kutluyor uzaklaştığım kıyı keskin bir vedanın ardında kalıyor yaşanan en güzel duygularım çöreklenirken yüreğimin orta yerine nefesimi kesiyor bu ayrılığın soğuk rüzgarları bakışların hükmederken tüm anlara yakılası diyorum bu güverte uzak kıldıkca beni ürperiyor tüm vücudum kaldırır mı bu minik beden bunca acıyı yaşayabilir mi sensiz boğuyor bu gece tüm kâinatı yıldızlar isyan çıkarmış gök yüzünü karartmış ellerine alıyorlar yüreğimi üfürecek ya AY! beni güverteden düşürecek ya korkmuyorum bundan acısını yaşıyor kalbim her kıvrımında ölmek... ölmek korkutmuyor ki seninleyken kendinden korktuğum kadar sabah olurmu yarın gün doğar mı tepeme çok zor! doğmaz. eskisi gibi okşamaz yanaklarımı ne de gök mavi olmaz benim için al güverte at beni karanlık geceye fırlat bu bedeni şu azgın sulara sen deniz korkma boğarım diye çek dibine... yok et hırçın dalgaların da kaybolayım yok olmak mı var olmak mı ben sen yoksan yokum ki olmak isteyen kim ben o kıyıda kaldım seninle birlikte şimdi uzağındaysam... değilsem yanında neye yarar yaşamam nefes almam yokluğun da yok oldum kayboldum sensizliğinle titriyorum ÜŞÜYORUM SANA ört beni hayat ört... |