YAĞMURUN TÜRKÜSÜBir hüzün sarmış bulutları Gökyüzünün kaşları çatık Sanki kararmaya yüz tutmuş Güneş Havada bir matem suskunluğu İnceden inceye dökülüyor Bulutların gözyaşı Bir garip duyguyla titreşiyor bedenim Kondu muzun kuytu bir odasında, Yağmurun türküsünü dinliyorum! Rüzgarlar fon tutuyor yağmurun türküsüne Sonra bandolarını çalıyor gökyüzü Gümbür gümbür Şimşekler Yanar döner ışıldaklar gibi ______________Işıklandırıyor yeryüzünü... Ardından yağmurun türküsü başlıyor Yeryüzü ve gökyüzü arasına sıkıştırılmış sanki bedenim Anlamsız bir ihtirasın Çelişkisini yaşamaktayım, Kendimi aşamamanın umarsızlığı içinde! Yağmurun türküsünü dinliyorum.. Bir yandan sevdalar devşirirken yüreğim Bir yandan sımsıcak bir ürperti sarıyor bedenimi Kondumun kırık dökük çatısından Dökülüyor odamın içine yağmur taneleri Bazen! Sıcacık bir özlemin doyumsuzluğunu yaşıyorum Bazen bir dal gibi titreşiyor bedenim Bir yandan yağmurun soğuk damlalarıyla Dolup gider iken gözlerim, bir yandan ateşleniyor dilimdeki sözlerim Yağmurun türküsünü dinliyorum Yani, yağma pazarında kalmış Haraç mezat yıkık dökük Kondu muzun kuytu bir odasında Sevdalımı sardığım İlk gece gibi Sırılsıklam sarıyor beni Yağmur taneleri Odamızın camına vuran her damla Sanki ritim veriyor yağmurun sesine Dilimde bir türkü Tutuşurken alev alev Bedenim sırılsıklam __________ Yağmurun türküsünü Dinliyorum...... Nisa 1997 Yaşadıklarımızdan artakalanlar Abdullah Oral |