Bir Ankara Güzellemesi
gecenin bir kuyu derinliği var
bir de koyu derinliği seninse eğri parmakların vardır yeşil mi yeşil, terli avuçların da bir de bakışın var ki, şehrin gürültüsüne biz uzun bir yol yürüyeceğiz seninle sağa sola sapmadan, ya da çok uzun bir yol, sağdan soldan da ısırıklar alacağız aslında biz böyle uyuyoruz ya bütün gece aslında sen uyuyorsun, -ben düşünüyorum- neden yazdığını o mısrayı cemal süreya’nın neden sen sabahları kalkar aynaya bakarsın aslında sen sabahları biraz sakarsın biraz kırılgan fildişi bir kulemiz yok, bu iyi bir şey insanların içinden bakıyorum sana içinden içimde gemiler kalkıyor, biliyor musun bilmediğim görmediğim kıyılara gidiyorlar beni alıp götürüyorlar beni alıp alıp götürüyorlar dağınık bir masada oturuyorum şişeler falan hiçbir kalem kalemlikte değil kitaplar cirit atıyorlar bana sonra anılara saygı duruşu, seni düşündükçe zamanın resmigeçidi başlıyor -dünya parçalanmış ruhlardan oluşur- bunu sen ve ömerle oturduğumuz bir akşam sohbetinden anlıyoruz dil değmemiş bir çocuk ismi arıyorum -klamedor, medorkla veya calemakbes gibi- isimlerinin bir anısı olmasın hani düşlerimde büyüttüğüm çocuklar isimsiz büyüyorlar 5.12.11 |