SIR İÇİN SONNET
gidecek... kendisiyle yitecek belki sır’ı:
hiçbirşey kalmayacak... sâdece kırık bir cam; hepsi o kadar işte! –ve ne varsa aykırı bildiğin, senden olan... –ve bitecek serencâm!.. âh, ince duvarlara çakılan kaba saba bir çiviye tutunmuş... eğreti, öyle sarsak; çerçeve yenik düştü gümüşe ve ahşaba; dökülür sır’ı yüzün, aynalara bakmasak... hani aşk’ı yazılacak olanda arıyorken bir sahaf, yitirir ya, kitapta yazılmış olanları; nasıl biraraya gelir derken, ne tuhaf! sonunda hep aynalar buluşturur onları... yüzüme bakmaz oldu aynalar, neden katı? âh, benimki değil bu... –aynaların hayatı... |