Yoruldum Yokluğundan
Koptu canımın ipleri
Hasretinden kalma ne varsa ruhumu acıtan Yokluğuna yenik şimdi... Yüreğime bir bahane bıraksaydın giderken İçimdeki sen üşümezdi böyle Elveda derken... Sen diye basardım bağrıma sabrımı vuslatına doğacak günden umudum olurdu Çıkarırdım ellerimi ayrılığın cebinden Ardından dökeceğim bir avuç su Acımı soğuturdu... Sustun Anladım dönüşü yoktu bu gidişin O an devrildi içimde koca bir çınar Gizledim yüreğimin aslını Kal demelimiydim bilemedim Sözüm sustu bizi terkedişine Ses oldum bizden vazgeçişine Nefesimi yakan ahtan dilim aşındı... Şimdi ismin dudağımda ıslak bir kederin öyküsü Aşka kırgın bir şarkının sesi dilimde ’İçimdeki fırtına dinmedi’ der hâlâ Alışamadım yokluğuna Gözyaşımı bıraktım beni unuttuğun yere Bana gelen yolar kapalıydı kalbinde Dönüşünü beklediğim yıllar aşındı... Yanağımda izi kaldı hüznümün Hasretinin yaşıdır yüreğime düşen Gözlerini gömsem de gözlerime Unuttum sanma Hayalinin gölgesidir bakışıma ilişen Yaşımdan büyük sevdim ben seni İçimden kaç sen geçirdim yokluğunu hasretinle bölüşen... Aşk olup seni yazdım her dilde Her yüzde seni gördüm Duymadın kalbimin hıçkırıklarını Sen bana sağır Ben senden başka herşeye kördüm Sana susuzluğum kadar Mecnun’un dudağına değen su Leyla’nın yüreğine düşen kordum Aşkınla çıralıydım Seninle yanıp seninle söndüm Savruldum vedalarında Sensiz bir tutam küle döndüm... Hasretini içtim tutunamadığım ellerinden Ruhuma düştüğün kadar düştüm karanlığına Yoruldum yokluğundan Özlemine doydum... Şimdi sorma bana nasılsın diye Gözleri dalgın bir ben düşmüş yüzümün matemine Adını sildiğin yere hasretini yazıp da ağlar Eylül yaprağını dökmüş içimde Saçımda solan yazın hasadını bağlar... Yokluğun kışa düşmüş Yüreğim kar altında Ruhumdan kanadı kırık kuşlar uçuşur İçim ağlar yarama Canım tutuşur Yar olamadı yüreğim yüreğine Kirpiğimin uzanamadığı uzaklara attın beni Dilerim Tanrı’dan Gözlerim gözlerinle mahşerde buluşur... 06.02.2012 Arzu Karadoğan |
Kalemin daim yüreğin gül yaşamın mutluluk olsun