ANKARA SABAHIANKARA SABAHI Bir Ankara sabahında herkes nasıl koşturuyorsa, O kadar durmuşum gençliğimin tam ortasında, Bir Ankara sabahında herkes nasıl vurdumduymazsa, O kadar hisliyim hissiyattan uzaklara. Bir Ankara sabahında herkes nasıl yalnızsa, O kadar kalabalığım sinir levhasında. Bir Ankara sabahında herkes nasıl kaybolmuşsa, O kadar karmaşığım hergece rüyalarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl programlıysa, O kadar nanik çekiyordum akrep ve yelkovana. Bir Ankara sabahında herkes nasıl paramparçaysa, O kadar tekildi sevdiklerim uçurumlarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl uykusuzsa, O kadar satmıştım uykumu bir demli çaya. Bir Ankara sabahında herkes nasıl kravatlıysa, O kadar sivilim en bürokratik tantanalarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl yılgınsa, O kadar acemiyim hayat denen kaosta. Bir Ankara sabahında herkes nasıl uygarsa, O kadar medeniyim diz kırılan yer sofrasında. Bir Ankara sabahında herkes nasıl vurulmuşsa, O kadar can veriyorum çıkmaz sokaklara. Bir Ankara sabahında herkes nasıl yolcuysa, O kadar çıplaktı ayağım kara asfaltlarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl bi tuhafsa, O kadar yalınım gölgemin adamlığında. Bir Ankara sabahında herkes nasıl mahkumsa, O kadar serseriydim sevdalı ıslıklarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl kahramansa, O kadar sıradandım kara ciltli kitaplarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl pusluysa, O kadar belirginim sinsi karanlıklarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl parlıyorsa, O kadar pasaklıyım saçımda ve sakalımda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl betonarmaysa, O kadar toprağım kerpiç duvarlarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl koparılmışsa, O kadar sonbaharım solmuş yapraklarda. Bir Ankara sabahında herkes nasıl umutluysa, O kadar ankarayım Ankara’nın tam arkasında… Ufuk Han ÇİMEN |