memleketime...
(yeşili kuşanmış derin vadilerin yokuşlarına sürgün insanlarıma...)
yine uzaklardayım senden iş mi aşk mı belli değil sebebim sarma cigaram tütünce dumanına dem olur ya özlemim gönlüm aşk der sevda der dert der ben, memleket derim yağmayadursun iki damla yağmur aklıma köyümün sisli dağları gelir hani, elimi uzatsam tutacak gibiyim ama ne kokusunu alırım yeşil benizli yaprakların ne ağlamasını duyarım toprak rengi çocukların. canım sıkılır, boyumu aşar kederim. gönlüm aşk der sevda der dert der ben, memleket derim hasretim başak olur buğdaylarda balıkçı türküleri demir alır içimden çayırlar, çimenler büyür gözlerimde fındık bahçesindeki peştemallı kız neden görürde tanımaz beni? yoksa çok mu değiştirdi gurbet bu bedeni? neden mısır ekmeğini görünce, sarıp yar gibi öperim? gönlüm aşk der sevda der dert der ben, memleket derim. yıldızları başkadır memleketimin kadınları başka, acıları bambaşka... yağmuru var, ıslatır, ama üşütmez hasretim güneş yanı buz olsa erise erise yine bitmez. ey karadeniz ! en köpüklü dalganı en soğuk yerinden öpüp selamlar ederim. gönlüm aşk der sevda der dert der ben memleket derim. ah şimdi hamsili pilavım önümde olsa bir kemençe yarenliğinde horon tepsek uşaklarla sabah etsek geceleri ölüm mü var? Bu sanki son emelim. kavuşmak hayal mi gerçek mi diye düşünür düşünür kendi kendimle galipsiz kavgalar ederim. gönlüm aşk der sevda der dert der ben, memleket derim. ey gurbet! bir deva bulsam zulmüne? düşte olsa kavuşsam memleketime önce şehrime sonra köyüme anamın gönül işi türkülerine dertlerim yok olurdu birdenbire ne olur koyun küçük bir gemiye salın bedenimi Karadenize yıkılsam viran olsam ölsem bile darılmam kimseye o dikenli arazide kazın mezarımı tabutuma koyun acılarımı ağlatmayın yokuşlara sürgün insanlarımı bırakın toprağımla başbaşa beni bırakın toprağım temizlesin gurbetin kirlettiği bu bedeni... |
şaka bir yana ben memleket derim ne güzeldi...o bile yeterdi bize:)