Sürüp Gelen Çağlardan
Yeryüzü bana mescit kılındı
Ant verdim toprak şahit tutuldu Her sabah her öğle her akşam İkindiyle yıkanarak yatsıyla donanarak Seslerden bir sesle fırınlanıp Sulardan polatlanan benim. Geldim durdum önünde işte bir anıt gibi Sıyırarak sırtımdan bir yılan giysisini. Evet bir hançer ağacı gibi büyüyor içimde acı Dağlardan bir dağ gibi kabaran yüreğimde. Kargaların sırtlanlarla anlaştığı bir günde Bir yabancı fırtınaya tutulan yapraklarım Kudüs’te Mescid-i Aksa’da Belki bir batı karanlığında Topkapı’da Yangına uğramışsa Duymaz olmuşsa kulaklarım göklerin muştu sesini Elbet kıracağım bir gün bu ihanet kelepçesini Çün defterler açılıp hesap soruldukta Yetimin hakkı soruldukta yoksulun hakkı soruldukta Milletim omuz omuza verip Kıyama duruldukta. Gündüzler nasıl beklerse gecenin bitmesini Sabırla söküyorum bu tarih gecesini. Yüreğim usul usul vuruyor Kafkasyalım Namludan yeni çıkmış sıcacık kurşun gibi Dağlılar dağlar gibi ormanlar ordu gibi ağaçlar asker gibi Bir şimal rüzgarı değil bir Şamil fırtınası Tutsaklık haritası değil bir zafer coğrafyası Can pazarında Azerbeycan’da Bir türkü işliyor nakışını kalbimin üstüne "Kurban olayım ayına ayına yıldızına" Bir ucundan dünyanın öbür ucuna Kan olup dolaşan damarlarımda Arabistan’da Pakistan’da Türkistan’da Şu anda Iran’da Afganistan’da. Gecelerden bir gece en kesin bir tarih gecesini Delecek elbet yangina ugramiş gözlerim Içimde kayalaşan bu güç bu savaş birikintisi Sagdan sola kavisler çizerek Ak bir kagit üstüne dolaşir gibi Dolaşan Asya’yi Afrika’yi Amerika’yi Sonra bir solukta geçerek üstünden Avrupa’nin Avrupa’nin Rusya’nin. "Yememiştir hiç kimse Elinin emeginden daha hayirlisini" diyerek Şafak gibi alinlara terle yazilmiş Hakkin mutlak ölçüsünü Elbet benim işçilerim çekecek Emegin kutsal diregine. O işik ki düşer bir zenci yüregine Birden aydinlik kazanir zulme ugramiş bütün yürekler Onulmaz hint agrisina tükenmez çin sancisina Isyanin macarcasina ezilmenin çekoslavakcasina Yanmanin polonyacasina direnmenin vietnamcasina Gerillanin arapçasina Yetişecek elbet benim müjdeci sesim. Ey insan ey şimdilerde hep bir beklemeye duran Duy zaman içre sürüp gelen bu sesi Sürüp gelen çaglardan çaglara Renk veren tarihe yeşil çaglayan Savaşçi yüreginden savaşçi yüregine Cezayirden senegalden Yüregimin içine Bogaziçine Kelimelerden bir kelime diken yeryüzüne. Dünyanin kalbini dinle geliyor adim adim Dallar meyvaya dursun toprak tohuma dursun Insan barişa dursun selama dursun zaman Sabir savaş zafer. Adim : MÜSLÜMAN. |