Bir İhtiyar
Gidiyorlar!
Atları, terkileri, Göğüslerinde gümüş köstekleri yoktur. Gidiyorlar! Baş açık, yalın ayak, ardı arkasına Ümitten gayri ekmekleri yoktur Sen Vermişsin de sırtını meşeye Koca ihtiyar! Yolların, yolcuların Akşamla değişen şeylerin haricindesin. Hatıralarınla yaşıyorsun : İşte yine Getirdiler bohçasını önüne İşliği, çakmağı, tabakası, Çorabı, çakısı, ayakkabısı Ve Zonguldak treni, Zonguldak madeni, kömür havzası, Çakmağı, işliği, ayakkabısı. Ötede insanlar gidiyorlar. İşte yine getirdiler bohçasını önüne : Sarsan bir cigara daha Vursalar orta telden Emrah’ı Yüreğin tutar mı söylemeğe Başa gelen halleri? Bir buçuk ay gezdin dağları Avutmadı gönlünü Toprak kokusu, keklik kokusu, çiğdem, çiçekler. Keklikler konardı Bir o taşa bir bu taşa Ha deyip de çekemediğim tetiği. Kınasını oynatamadığın Düğününde oynayamadığın Körpe kuzu düştü yadına, İndin bahçeye : Dayadın sırtını duta. Domatesler kızarmıştı, Yılı değildi bal armudunun, Adam boyunu geçmemişti tınaz Sonra malum... Şimdi toprağa bakamıyorsun. Çifte salsan kara öküzü Gözlerine bakamıyorsun. Bütün gözler onun gözleri Bütün çalışanların emeği, Onun emeği, Sonra malum... Zonguldak treni Kömür dağları, kömür madeni ................................... İnsanlar gidiyorlar Gurbete, Şehire, Kara, Sen bir efkar gelmiş de ağlıyorsun. |