Bu Kent -II-Bu kent oldu olası tüketiyor. Salıp gecelerine o kuduz vahşeti, Her birimizin hayatına dokunuyordu Ki bu dediğim tam mecazi!.. ”Sus!” Susmuyoruz... Kurallı cümlelerin bitişinde Vuruyorduk aç nefesleri Ve görgüsüz hevesleri. ”Kaç!” Kaçıyoruz... Bir bilenden sorsak ta Bulsak şu korkunun şehrini! Ah!... Bu kent Her birimizin Yakasından yakalıyor Ve o en pes en tiz yerlerinden Arabesk sesler yankılanıyor; Bu kentin gecelerinde. Sisler içindeydiler Kurtlar kuzuları parçalıyordu. Bir feryat yükseliyordu ki... Figan oluyordu; Yürekler parçalayan! Bıçak oluyordu; Fakat kınından çıkmayan! Her gece bir kuzu kanı akıyordu Bu kentin oluğundan!.. “Dur!” Duruyorduk zaten... Kımıldayamıyorduk ki Bu kentin daracık sokaklarından. Yürüyecek olsak; Her köşe aynı sonlara Kıvrılmıyor muydu?! Ne biçim bir yoldu Sanki hiç bitmiyordu... Bu kentin yüreği biz değil miydik!? Yolları; feda ettiklerimiz değil miydi!? Bu kentin sesi soluğu; Yitirdiklerimizden yana kesilmedi mi!? Bu kent oldu olası İçimizde saklı. ”Git!” Gidemeyiz... Bulaşmış bir kere o kuduzluk! Kuzuların kanı kanımıza karışmış. "Bir köpek yavru kediye analık etmişte İnsan, insan yavrusuna merhamet etmemiş!.." İnsan! Bu kent senin eserin. Can! Canan! Şüphesiz Ayrılacaksınız… Ayıracak ellerinizi; Bu kentin kıskanç öfkeleri!.. ”Kus!” Kusamıyoruz... Bu bulantı o kuzu kanındandır. Şimdi öfkeler tavındadır! Masumiyet dediğin; Bu kentin gece ağaçlarına asılandır! Aşk dediğin; Aynı kentin duvarlarında yazılı kalandır! Umut dediğin; Bu kentte bir adım öte varamayandır! Düşlerimiz kirletilmiş!.. Tebessümlerimiz hep aynı yanakta kıvrılır. Gözünü açan olurdu O göz bir daha iflah olmazdı! Bu kentin puslu sabahlarına varırken Yada sisli gecelerine; Doğanlar olur. Aynı sabahlarından ve gecelerinden Bir gaibe gidenlerde olur! Burada sualler biter Bambaşka sualler başlar o gaipte. Bu kent bitmiyor!.. Köşelerinden dönüp Aynı sokaklarına taşırken, İçimizdeki sevinçlerimizi; İmkansızlık kapanlarında Yitirmiyor muyduk diri, diri!? ”Unut!” Unutuyorduk... Tüm iyi niyetlerimizi Okunmamış kitaplar arasında kurutuyorduk! O kitaplardan Hep bir adım önde kaçıyorduk! Bu kent en çokta kuyuya benziyordu Aynı kuyudaydık Ama ayrı yalnızlıklar içinde! O kuyuya elini uzatanın vay ki –vay haline. ”Madem öyle(!) Savaş sende.” Sevişilmiyordu ki zaten. Yalan aşklarda Bir tadımlık ziyan oluyordu bedenler! O ziyanlığın bedelinden doğuyordu; Yüreğe gölgeler. Yalandı işte!! Yalandı sevdalar. Nefes almaya yetecek kadar Çoğalıyordu umutlar! Bu kenti sevenlerde oldu. Sigarasını sıkıştırıp iki dudağının arasına Bir kağıt üstüne çizenlerde... Bu kenti; Övende vardı sövende!.. AsabiŞirin 2oo.. |
Aynı kuyudaydık
Ama ayrı yalnızlıklar içinde!
ne kadar güzel dizeler...şairini kutlarım...