Su
Ne zamanki huzura yelken açmak istesem
Hayalimde dinlerim büyük bir okyanusu Bana neler anlatır hal diliyle dembedem Yok olur dünya gamı kalmaz cinnet korkusu Ezelde mayalanan beden kalıbındaki İçimin şırıltısı vücudun öz tapusu Asrın köleleştiren sefil vaveylasından Ve nefs arzularından temizlenmek duygusu Zalimin zulmü sarıp yakarken âlemleri Mazlumlara serinlik gül bebenin uykusu Her seher Şeyda bülbül çığlığıyla kanlanan Gözden akan her zerre masumiyet vurgusu Hidrojen ve oksijenin visalinden bir rahmet Yakan iki cevherin en esrarlı kurgusu Akan su leke tutmaz atalar böyle derken Torunlar barajlarla neden kurar ki pusu Kirden arınmak için atılmıştı denize Delindi incecik zar ve anladık yunusu Peygamber olsa bile bir anlık gaflet sonu Balığın karnındaki en tövbekâr mahpusu Abdest alırken dahi boşa akan her zerre Resulün ikazıyla sorguların sorgusu Balık yüzen gölleri, kabaran denizleri İbrahim’e selamet firavunun kâbusu İsa nebi sünnetiyle hak katına yükselir. Göklerde temizlenir kirlenince namusu Sefil falcı bu sırrı anlamaz kör idrakin, Hangi yana çevirsen çevir o boş fanusu. Tükeniyor umutlar Ey Ulvi aşk bilmece Mecnunda yanık bağır, Ferhat’ta taş burgusu 17 Ocak 2009 Ankara |
tebrikler..