SEN YAĞMADIĞIN ANDA YALANDIR SKA-LAR- YA
Ta dipte yarım gökyüzü, üç bin kapı çığlık!
Ta dipte bütün bir gece siz varsınız artık... Onlar, buna bir kuşkulu sinyal diyecekler, Ya da bir şifreli arya! Sen yağmana bak sevgili dost, yağmana bak sen, Sen yağmadığın anda yalandır ska-lar-ya! Mevsim deseler, mavide mevsim süresiz yaz... Bir yaprağı anlatmağa binlerce şiir az. Söz var ki, basit dillere sözlüklere sığmaz! Manaya şekil, maddeye candır ska-lar-ya! Bir damla güneş, mahşere döndürdü bilinci; Sıyrıldı sedef giysilerinden iki inci. Tanrım, yediden yetmişe vermiş bu sevinci, Bir mutlu heves, bir heyecandır ska-lar-ya! Her gün biri başlar, birinin devri dolunca... Hiç başka duyan var mı acep gurbeti bunca? Her yol bu duraktan geçer akşamlar olunca; Her bağrı yanık yolcuya handır ska-lar-ya! Bir sırca saray, toprağı hakkın tapusundan. Besbelli ki bir dost eli geçmiş yapısından! Boş dönmiyecek kimse bu hacet kapısından, Her dosta barış, düşmana kandır ska-lar-ya! Bir sevgi yeter gönlüme, bir parça güler yüz. Yıllarca yarım kaldı kitap, inmedi son cüz! Hep böyle tüter ta can evimden gece gündüz; Eşyayı saran mavi dumandır ska-lar-ya... Dıştan, bu ömür bahcesi bir kupkuru arsa, Her yaprağı bir cennet olur ehli açarsa. Gel sevgili dost, topla senin burda nen varsa! Tam meyvelerin olduğu andır ska-lar-ya. |