SIK DİŞİNİ
Dayan Atakan, dayan... sık dişini!
Ne kaldı ki ya on gün ya da bir ay, Ne yapar eder halleder işini, Geçen ayları, geçen kırk yıla say! Sabır - çıdam, sabır - çıdam sayıkla, Tut ki pirinç bu... teeek, tek - tek ayıkla, Tut okyanus geçiyorsun kayıkla, Ya da güreş tuttun, Ahmet Ayık’la. Bir gün bakmışsın ki demiş “Merhaba” Düşünme... bu selâm kime acaba? Bir de mail atarsa ki atar... caba, Boşa çıkmaz sabrın, olmaz ki hebâ. Uç! Havalarda uç... bir bayram gibi, Ömrüne birkaç yıl, almış zam gibi, Bir eksiğin yok da herşey tam gibi, Ne var ki eksiğin... ’beyaz cam’ gibi. ’ Sağolsun... varolsun... bu da yeter be! Bu aşkın etkisi, sanki... eter be! Bir ötesi... ölüm! O da beter be! Sen dile Allah’tan... dile! Eder be! 25.08.2008/02.15 |
kaleminizi canı gönülden kutlar saygılar sunarım..