AH
yüzünün yarısı göz kadife yansımalı
bulutlu siyah ah bulutları eflatun o boy aynasından çıktı fransızın malı vişne asidi vardı tadında rujunun ah sinema yıldızı filan olmalı ağızlığı kristal son derece uzun bir kibrit çakıldı mı ah yağmurluklu kız alevinden anlamlı dumanlar üfürüyor ah çocuk yüzünde gül goncası ağız saçlarından incecik su tozu dökülüyor sığınak gibi derin ağaçlar gibi yalnız karartma başlamış ışıklar örtülüyor ellerinde ruh gibi ah portakal kokusu kırkmaları morsalkım göz kapakları saydam çok vapurun battığı bir liman orospusu bir hırsla öptüm ki ah ölürüm unutamam ay ışığında deniz akordeon solosu pırıl pırıl yaşadım üç dakika tastamam görkemli çadırında italyan lunaparkın sanki zeytin düşürür yerlere gözlerini ah tahtına kurulmuş bol sakallı bir kadın sutyenler tutmuyor çılgın göğüslerini kaşları ip incesi kumral kirpikleri kalın kim görse şaşırır sakalının süslerini tavana asılmış sosyalist saçlarından ah sabah sabah omuzları kan içinde işkence sonrası genç bir kadın militan yığınlar uğulduyor hummalı gençliğinde adı bile çıkmamış dudaklarından doğru yaşadığının sımsıkı bilincinde |