Celal Güneşe Yürü'Düğünde...
Celal Güneşe Yürü’Düğünde...
Işık ol, yeniden yolumuzu aydınlat, Celal… Derdimiz kırkı aştı, aşmakla kalmadı, arşa ulaştı… Hüznümüz, Edirne’den Karsa ulaştı… Bir küskünlük, bir yol ayrımı zamanında… Bilgeliğine, hoş görüne, kardeşliğe olan inancına, muhtaçlığımız var. Hani, çiğdem çiçeği, kırağı vurduğunda… Çiçek hüzne kesip, ince boynun eğdiğinde… Kış ayazı buza, kuru ayaz, zemheriye kestiğinde… Kurumaya yüz tutarken, tüm kardeşlik duyguları… Bir kâse suya, bir nebze hoşgörüye, nefsi terbiyeye ihtiyacımız var. İşte halımız, ahvalimiz, budur celal… Yedi yüz elli yıl sonra, yeniden muhtaç olduk kapına… Bizler bu topraklarda her daim, taze fidanlar boy versin istiyoruz… Kardeşlik bağlarımız güçlensin, güçlü kalsın, diyoruz. Kırma bizi… Güneşinle, ışığa olan aşkınla, yolumuzu aydınlat Celal… Kardeş kardeşi vurmadan, Al kanın akıtmadan… Şehit kervanları, yollara dizilmeden… Fitneyi büyüten gâvur belası, Yer yana yayılmadan. Bal erimeden, tuz kokmadan, süt kesmeden… Yedi bölge, yetmiş diyar adına… Kul adına, rab adına, aşk ı vatan adına… Yetiş yurdun imdadına. Bin erenler, bin pirler, binden öte insanoğlu insanlar, hü dedik, semaya durduk… Varıp eteğine yüz bin kere aman diledik… Dergâh kapına eğildik, eşiğine yüz sürdük… Bu yeminin ikrarı, sendedir celal. Senin o kutlu topraklarında, barış ve kardeşlik ezgileri söylendiğinde… Yeniden dönersin sevgiline. O seni anlayacaktır… Bir kez daha göğsüne saracak, seni aşk ile sevda ile koklayacaktır. Bin erenler, bin pirler, binden öte insanoğlu insanlar, turnalar, çalı kuşları semaya durduğunda… Gönül gülleri solduğunda, kardeş kardeşi vurduğunda, İnsan insanı kırdığında… Zaman çok geç olacaktır. Bizim gözümüzde kadında bir erkekte bir… Bizim sinemizde, vuranda bir düşende bir. Tüm canlarımız bu toprağın evladıdır… Her biri bir annenin, bir babanın, âlem i suret vücududur. Bir Allahın kulu, Yolları aşk ı âlem yoludur… Aşk doludur dergâhımız, sulh yoludur muradımız, Arşa erdi feryadımız, Kulu kıble, bilenlerdeniz… Kuldan hikmet bulmuşuz, kul yoluna boynumuzu sermişiz… Keskin kılıca, hadi oradan diyerek! Sırt çevirmişiz. Odun yanmayınca ekmek pişmez, hane halkı doymaz… Demişiz. Sofradaki aç çocuk, yokluktan anlamaz... Babalar başın eğmez, analar kendini asmaz... Toprak doğurgandır, kısır olan insandır... İnsan asıl eserdir, tüm tabiat onun için vardır. İnsan beşerdir, tabiat bilge, insan şaşandır... İşte halımız, ahvalimiz budur celal. Bak da gör, halımız işte böyleyken, böyle… Kurumaya yüz tutmuş koca çınarlar teze filiz verdiğinde… Bozkırın ortasında, türlü çiçek açtığında, yüzlerini hüdaya döndüğünde… Bin erenler, bin pirler semaya durduğunda… Hu der defler zımbırdanır, Neyler seda verir, yedi cihan, sus pus olur... Mor dağlara sis düşer, yavru keklik yuvadan uçar... Alageyik iti besler, memesinden yaşam saçar... Devran döner, derviş döner, zaman durur. İnsan beşer, elbet şaşar, Kul kuldan himmet bekler, ekmek bekler, meşk bekler… Ateş bekler, şifa bekler, aşk bekler… Her birinden ayrı ayrı zevk bekler… Evlat gider vatan bekler, Ana bekler, Yar bekler… Tabuttaki evladı görmeyi hangi ana ister? Sınır bekler, vatan bekler, yurt bekler… Dağda onu sürü sürü kurt bekler… Kefensiz neferini yolculamayı, hangi baba düşler? Yürek yanmadıkça, göz yaşarmaz, yere düşmedikçe testi kırılmaz! Demişiz biz… Yavruyu kefensiz gömmüşüz biz… Yüreği yaktık, testiyi kırdık, suya hasret kaldık celal… Çile yoludur yolumuz, yürümesi zor… Demişiz. Dikenli gülleri yalın ellerle dermişiz biz. İşte böylesi zor bir günde… Çarıksız, çorapsız, yollara düştük… Kırk günlük yollardan geldik… Aç kaldık, yavan ekmeği suya bandık. Kuru ekmek dile geldi elimizde… Yarasız yer kalmadı, şu yavru tenimizde… Kul kuldan ahval sorduğunda… Yavrular mermi ile yere düştüğünde… Arı kuşu dile gelip, derdin dediğinde… Erciyes’te bir yılkı tayı doğunda… Hasan dağa doğru şaha kalktığında... Kız bebek, ilk sütün içtiğinde… Celal güneşe Yürü’Düğünde… Yeniden, Kardeş kardeşi saracak… Silahlar susacak! Biliyoruz. Kapına geldik Celal… Tövbeler Diliyoruz. Şiir Murat Ceylan Fotoğraf: Erdal Erdal Dönmez |
Saygılarımla........