Pusu
Karanlık gecede karasudan zap suyuna giden yol
Dolunay azatlığında vatanımın Ay örgüsü saçlarına vurgun düşmüşüm Alın yazımızda vatan ve bayrak, şehitlik yazılmış En güzel türküyü kurşun söyler özüme Ola ki tendürek ağıdı, cudi, gabar türkülerinde Muhabbeti bulurum bir zaman Şahadet arslanlarının savaşında Ölümsüzlük, şehitlik, bayrak hilalinde Can veren, kan veren yiğitler Yar gönlümüze düşende çıktık dağların başına Karanlık gecede el uzattık hilale Vurgun yedik seher rüzgarlarında Gurbet türküleriyle selam ettik yar diyarına Savaş türkülerinde kendimizi bulduk Vatan türküsüyle toy eyledik her zaman Kürşat baskınlarnda şahadetime destur verilirken Tekbir-i İlahi ki bayrağımdaki iman Yıldız yüceliğinde vatan olası gönül neylerim sensiz acep Seninle gezerim Şavşat’ı, Kars’ı Seninle inerim Bingöl’den Van’a Muş’tan el ederim Adıyaman’a En deli Sevdalar yaşarım pusu geçerken Keleş sesinde yas tutarım ölen şehitlerin ardından Divanesi olduğum Anadolu’yu gezerken Nasibim bir kurşun olur da düşersem toprağa Eğer toprak ana açmış ise bağrını Damla damla düşüyorsa toprağa kan Bayraklara sarılıyorsa tabutlar Analar ağlıyorsa şehit yavrularının ardından Gelinler yas tutuyorsa yiğit erlerin ardı sıra Ki Türk Devleti öksüz kalacaksa eğer; Koyver, şahin misali saldırsın İbrahim’in delilerini bozkurtçasına çakal sürüsüne Ay gökte kaldıkça ulu kocaların Ak sakallıların duası üzerine olsun. |