BİR ŞİİR KİTABININ TANITIMI
ŞİİR KİTABI TANITIMI
Kitap Hakkında Genel Bilgiler: Kitabın İsmi: DAHA VAKİT VARKEN Yazarı: Ahmet SANDAL ISBN: 978–975–00696–3–5 1. Baskı. Ankara, 2012 Kapak Tasarım ve Fotoğraflar: Ahmet SANDAL Arka Kapak Fotoğrafı: Fatih Ağyar e-mail: [email protected] Basım Yeri: LAZER OFSET Matbaa Tesisleri San. Tic. Ltd. Şti. Kazım Karabekir Cad. 95/1-A İskitler / ANKARA Tel: 0 312 341 23 70 – 72 Fax: 0 312 342 28 98 www.lazerofset.com.tr - [email protected] T.C. Kültür Bakanlığı Yayıncı Sertifika No: 1510 Şiir Kitabının Muhtevası: 168 sayfadan oluşan “Daha Vakit Varken” isimli şiir kitabında 90 civarında şiir yer almaktadır. Şair Ahmet Sandal’ın ikinci şiir kitabıdır. Kitaptaki şiirler genel olarak manevi değerleri öne çıkaran ve manayı yüceltmeyi kendisine rehber alan bir özellik taşımaktadır. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere, insanları uyarmak ve onları doğru yola çağırmak kitapta ana hedef ve maksat olarak görülmektedir. Bunun yanında sevgi, hoşgörü, çevreyi ve ağacı koruma teması da kitapta belirgin bir şekilde hissedilmektedir. Güncel meseleler de (demokrasi, siyaset vb gibi) sözkonusu şiir kitabında yer bulmuştur. Ayrıca, Dünyadaki Müslümanların gördüğü eza ve eziyetler de (Irak, Filistin, Afganistan’daki çileler de) kitapta anlatılmaktadır. Kitapta duygudan çok düşünce öne çıkmakta ve imgelerden çok gerçekçi bakış açısı kendisini göstermiştir. Ahmet Sandal’ın sözkonusu kitaptaki şiirleri kafiyeye sahip olmakla birlikte serbest bir tarzda yazılmıştır. Kitap şiir severlere ve şiirle ilgisi olanlara ücretsiz dağıtılmaktadır. Sözkonusu Kitaptan birkaç şiir: DAHA VAKİT VARKEN Hz. Mevlana gibi Ben de �ne olursan ol, yine gel� diye seslenmek istedim. Nasıl da geçiyor seneler, nasıl, Hafta hafta, ay ay, fasıl fasıl. Selamsız sokağında başlıyor günler, Bize hiçbir şey ifade etmiyor dünler. Her zaman iş-güç, yoğunluk, telaş, Düşüncemiz derme-çatma ve salaş. Ivır-zıvır işler unutturmuş gayemizi, Yalnız düşünür olduk geçici payemizi. Dünyevî işlerde ciddiyet ve pürdikkat, Neslimiz ateş içinde, hani nerede rikkat? İnce eleyip sık dokuruz seçerken marulu, İlgimizi neden çekmez, imamın davulu? Hayalini kurarız binbir sarayın, köşkün, Nefis dediğin ahirete kör, dünyaya düşkün. Dikkatimizi çekmezken, şu muazzam kozmos, Korkutuyor bizi uzaydaki göktaşı, kaos-maos. En büyük tehlike iken hayattaki velvele, Neden korkumuz olmuş şu basit zelzele? İyi değerlendirmek gerek bugünü, Kimse geri getiremez geçmişi, dünü. Ne zamana kızmalı, ne geçen vakte, Sözün asla geçmez fır fır dönen saate. Hayat geçer, gün gün, ay ay, sene sene, Dünyevi istekler, sırta yapışmış birer kene. Hepsi boş, şatafat, gösteriş ve debdebe, Hataya düşmüş isek, kurtarır bizi tevbe. İşin özü, boş işlerle geçiyor bir koca yıl, Mesajım çok açık, "uykudan haydi ayıl!" Seni kırmak istemem, bunları derken, Haydi, kendine gel, daha vakit varken. Haydi gel, �ne olursan ol, yine gel, yine gel,� Her şey sana bağlı, yol açık, yok hiçbir engel. DÜNYA HÂLLERİ Niçin hep rahat ararsın, bu âlemde, Kahkahası var, gözyaşı var bu dünyanın. Gideceğini mi sandın hep aynı minvâlde, Bir inişi, bir çıkışı var bu dünyanın. Kiminin cebinde paralar yığılı, çil çil, Kimi parasızlıktan yanmaya hazır fitil, Hepsinin ayrı hesabı var, bunu iyi bil, Yağlı pilavı, kuru aşı var bu dünyanın. Bir yılda yaşanır tam dört mevsim, Gün gelecek elde kalacak bir resim, Fayda vermez, o an, ne altın ne sim, Yazı da var, kışı da var bu dünyanın. Kimse kalamaz hep aynı kararda, Şükür gerek bolda, sabır darda, Sabreden, şükreden hep kârda, Bir alışı, bir satışı var bu dünyanın. Rızkından emindir kuşlar gökyüzünde, İmkânlar verilmiş insana yeryüzünde, Boş durmamalı gecesi-gündüzünde, Toprağı da var, taşı da var bu dünyanın. Elbet, sonsuza gitmez bu devran, Günü geldiğinde o da olacak viran, Ey insan Hakk’a uy, ona göre davran, Bir sonu, bir başı var bu dünyanın. YETMEK Mİ YİTMEK Mİ Dünyada insanlar ikiye ayrılır, ikiye, Tek hakikat bu, gerisi boş bir hikaye. Bir tarafta, çilenin harmanında yetenler, Diğer tarafta, feleğin çarkında yitenler. İşte bu kadar net, insan ikidir, yalnız iki, Nedir bilir misin bunların birbirinden farkı? Birinciler dik durur, dünyaya meydan okur, İkinciler ise bir sağdan, bir soldan okur. Zamanı kendine uyduranlar, asla yitmez, Zamana uyanlar ise ham kalır, asla yetmez. Yetmek güzeldir, çilenin harmanında yetmek, Yitmek çirkindir, feleğinde çarkında yitmek. Tekrar ediyorum, insanlar ikiye ayrılır, ikiye, Tek hakikat işte bu, gerisi boş bir hikaye. Bir tarafta, zamanı kendine uyduranlar, Diğer tarafta, zamanın çarkına kapılanlar. Herkes gidici, kimse burada kalıcı değil, Haydi, bu gerçek karşısında düşün ve eğil. Bu dünya elbet sonsuz değil, geçici bir fasıl, Gitmekten gitmeye fark var, işte budur asıl. İşte sana iki yol, işte sana iki menzil, Bunların farkını çok iyi anla, çok iyi bil, Çilenin harmanından kurtuluşa erersin, Feleğin çarkına uyarsan, ateşe girersin. Düşün bakalım, şimdi sen hangi konumdasın? Ey İnsanoğlu, şimdi sen seçme durumundasın. Başı dik bir çınar gibi olgunlaşıp yetmek mi? Yoksa bir kuru kütük gibi selin içinde yitmek mi? Müjdeler olsun, zaman geçtikçe yetene, Yazıklar olsun feleğin çarkında yitip gidene. Müjdeler olsun, çilenin harmanındaki aşığa, Yazıklar olsun, feleğin çarkındaki fasığa. Geçen günlerin hiçbir zararı yoktur gönüle, Ölüm mü var, aşığa-maşuğa, güle-bülbüle. Rabbim (cc) , yetip de gidenlerden eylesin, Bundan başka hakikat varsa, bilen söylesin. Bu gönlüm, yetip de gidenlere imrenmiştir, Bu gönlüm, yitip de gidenlerden iğrenmiştir. Çilenin sonu her zaman sevinç ve lezzettir, Nefse uymanın sonu hep pişmanlık ve zillettir. Ahmet SANDAL |