BEN DELİRİRKEN
Herkesin bir okyanusu vardı kendine ait.
Ama nedendir bilinmez Kimse derinliğini kendi okyanusunda ölçmüyordu. Herkesin kendini sınayacağı bir başkası vardı, Kendinden başka, Kendinden uzak… Gençken gözü karaydım ben. Henüz kendi okyanusuma yelken açamamışken Senin okyanusunda yüzmeye soyundum, Çırılçıplak kalan ruhumla Senin derinliklerini keşfe çıktım. Bir istiridyenin arasında, Benliğine yetişen bir inci tanesi gördüm. Nasıl parlak nasıl beyazdı. Seni de öyle sandım… Aydınlık… Güneşin erken battığı kış günlerine inat Aydınlık yaz akşamları gibi pırıl pırıldın. Limanlarında konaklasam Çıplak ruhum ısınır sandım. Su… Değdiği her yeri nasıl da büyülüyor. Su altında, Derinliğinde, İstiridyenin arasında, Ne güzeldin sen. Ne saftın. Benim olabilecek kadar, Benimle yaşlanabilecek kadar… Ben tüm okyanuslardan gelen kadındım. Yurt edineceğim bir limanın peşinde Sana sığınmıştım. Sorsana kendine, Bunca aidiyetsizliğe kucak açacak kadar cesur muydun sen! Zamanla Sürdürdüğüm bu derinlik arayışı, Seninle yaptığım Sensiz diyaloglara bıraktı yerini. İçimdeki senle İçimdeki ben Durmaksızın konuşur oldular. Bir gün deliririm sanırım. O zaman gelip benimle Boğaz’a karşı bir çay içer misin... |
Sürdürdüğüm bu derinlik arayışı,
Seninle yaptığım
Sensiz diyaloglara bıraktı yerini.
İçimdeki senle
İçimdeki ben
Durmaksızın konuşur oldular.
Bir gün deliririm sanırım.
O zaman gelip benimle Boğaz’a karşı bir çay içer misin...Bazan bogazda olmak ve bogazın meltem kokan koyunda bir fıncan çay yudumlamak bile başka güzel bir şiirdi kutlarım yazan yüreğinizi çaya beklerim bogazda