KARA GÜLÜM
Kara gülüm kaderimiz böyleyse
Kulak ver sen bu hicrana, bu sese. Ne zamanki duygu telin titrerse, Seni pek çok sevdiğimi hatırla Anlatmak imkânsız birkaç satırla. Kara gülüm bu kaderin elinden Neler çektik neler, zalim dilinden Yaz arzunu, gönder seher yelinden De ki: "Kanayan Yara" var içimde benim Karmaşık ruh taşır nazik bedenim. Kara gülüm o ilkbahar sıcağı Isıtırken sağı, solu, bucağı Fakir evde kitap dolu kucağı Seni anıp okumaktan bıkardım Gelir diye çıkıp yola bakardım. Kara gülüm ama sen hiç gelmedin. Ne haldeyim, neler çektim bilmedin Mutlak sevdim, gene mutlu olmadın Gözlerine sevdalıydım derinden Bir an görsem, kalbim fırlar yerinden. Kara gülüm talihin de siyah mı? Bu çektiğin, bülbül için bir ah mı? Sana akşam ise, bana sabah mı? Yüreğimde derin gönül yarası İyileşmez yüz yıl geçse arası. Kara gülüm yâd el seni dermeden Gel kaçalım, kimsecikler görmeden Avcı tuzak, örümcek ağ örmeden Kuşlar gibi özgür olup uçalım Mutluluğa beyaz yelken açalım. Kara gülüm böyle seven seyrektir Akıl yapar, yükü çeken yürektir. Hiç güvenme, felek aynı felektir Ama artık lades yapsa ne çıkar Rüzgâr dindi, neyim varki, ne yıkar? Sayatoğlu: Gam üstüne oturdum Küllerimden siyah güller bitirdim Umudumu yeşermeden yitirdim Selam olsun artık solan bir güle Nice demler yaşatmıştı bülbüle. Aşık Yusuf Sayatoğlu Mayıs 1992, Kars. |
Kutluyorum.
Saygı ve sevgilerimle.