Göç
Göç oldu bir acıdan öbür acıya
oysa sağrısı kurumamıştı atımızın daha dün sürüp gelmiştik buralara bugün göründü yine yolların ucu Devrildi kıl çadırlar seher vakti usulca uyandırıldı çocuklar ve kadınlar bohçası çözülmemiş bir keder gibi gibi düştüler yola Turnalar gitti biz gittik bitmedi peşimizdeki nal sesleri nerde konaklasak tedirgindik kuruyordu ırmaklar ve göller Bir yangın gibi taşıyıp durduk kederi ve acıyı göğsümüzde yer gök duman içindeydi sanki genzimizi yakıyordu ayrılıklar Zulüm bırakmadı peşimizi hiç biz gittik o buldu izimizi konar göçer olduk yedi iklimde tanığımızdır dağlar taşlar Yalnız bir öfke ışıltısı kaldı gözlerimizin yorgun sularında yaşamak bir inat oldu artık yaşamak bir direnme oldu zulme Ve işte devrildi yine kıl çadırlar göç başladı bir acıdan bin acıya Geride akşamın küllenen ateşi ve susturulmuş çocuk sevinçleri kaldı |