BU KENT ÖLDÜRÜLDÜ DİYORLAR
Bu kent öldürüldü diyorlar
Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar Ve yarasalar uçuşuyormuş... Silah ve esrar kaçakçıları Altın çağını yaşarlarken Artıyormuş bir yandan da Kumarhaneler,meyhaneler Borsa oyunları hileli iflaslar Birbirini kovalayıp dururken Nasıl çıkmışsa pek bilinmiyor Yaygınmış şimdilerde rus ruleti İntiharların sayısı bilinmiyor Çoğalıp duruyormuş fahişeler Ve artık bunların hiç biri Olay bile sayılmıyormuş şimdi Bu kent öldürüldü diyorlar Bahar gelmez artık buraya Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre Ben inanmıyorum kim ne derse desin Sodon ve Gomore efsanelerde kaldı Yaşanan bir başka tarih şimdi Şöyle bir dokunsak toprağa yalın ayak Duyacağiz belki tarihin akışını Baharda gecikebilir unutmayalım Böyle okuduk tarihin kitaplarından Hele vakit gelsin,sevda dal versin Uzanacağiz bir sabah çiçekli bir ağaca Unutmayalım aşkın sımsıcaklığını Suskun bekleyişlerini varoşların Kitapları,fabrikaları unutmayalım Unutmayalım dağların öyküsünü Zincirlerini kırmasını bilir bir kent Aovrayı unutmayalım Kışlık saray ne kadar dayanabilir Hayatı kollamasını bilenlere Ölüm suretini gezdiren serseriler Sızıp kalacaklar birazdan Ve bir tül gibi yırtılırken çevren Bu kent yeniden yaşanacaktır Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre Ben inanmıyorum kim ne derse desin. |