GURBETTEKİ YURDUMBitmeyen bu oyunda, her şey çok açık, çok canlı; Sanırsın finalindeyiz, artık bu son perde. Katiller ayakta, kurbanları yerde... Silah satanı Yunanistan, bomba atanı Sırbistanlı; Sürüp giden bu oyunda, Oynayanların eli kanlı. İnsan hakları hani, Bosnalı kurbanların?.. Bu ağır mesele, İnsafına kaldı Drakula’nın! Kuklalar poz veriyor, yönetmenle el ele; Tam ortasında bir sahne, Uygar Avrupa’nın! Bu dram bize, Endülüs’ten tanıdık! Ehli Salîp Seferleri’nden aşina çehrelerle Niğbolu’da, Meşhed’de, Mohaç’ta tanıştık!.. Muazzam seferlerin finali, hepsinin bir galasıydı; Son bir kez daha dün, Çanakkale’de karşılaştık!.. Uygar Avrupa’nın ortasında ölenlere, Yâr koynuna girer gibi kara toprağa girenlere bakın! "Dönülmez akşamın ufkunda" Boşnakların, Silahı, ekmeği, ikmâli yok, sanma sakın; Gurbetteki bu yurdun uzak, uzak Yolları, yalnız Hakka yakın! "Barış!", "Barış!" diye, çaba sarf ediyor güya! Boşnak askerlerini, Durmuş da seyrediyor dünya! Herkesin alacağı bir ders var, demek; Seyretsinler, Görelim o mukaddes gaza erlerini! Göğsünde lâlesi, Bosnalı kadınlar, Memesinden kan emen, Kaşında çiçek açan çocuklar, Taze mezarlardan papatya toplar! Anneler Günü çocuklar parkında Sahici sahici bombalar patlar!.. İnsan hakları, insan hakları!.. Hani nerede?.. Birleşmiş Milletlerin kafesinde, Destanlar yazan aslanlara; Ağustoslarda kar yağıyor, Tomurcuk çiçeklere, yemyeşil yapraklara! Bosnalı Müslüman Boşnakların Gazası mübarek olsun, Zaferleri yakın! Bir destan ki kalem yazmaz, kitaplara sığmaz; Yaşanıp hazmediliyor, Huzurunda Hakkın! Boşnak’ım, kardeşim, kardelenim; "Yastığın mezar taşı, yorganın kar", Sen böyle düşedur toprağa! Bosna’da açan çiçeğim; Sabret, sabret gelene kadar, Yanı başında bana da, bana da yer var! Bosna’m, yaralı obam; Pınarlarında kızılcık şerbeti, Ey nazlı Üsküp, ey şanlı Kosova’m, Yüreğimde sızlayan lezzeti! Vuslatın hasretiyle sarhoşum, Gurbetteki yavru yurdum, Gazi Bosna’m! Bosna-Hersek, Sarayova... Ey nazlı Üsküp, ey şanlı Kosova; Kızıl Elma sizsiniz! Gömleğinden tarihin sancaklar biçtiği, "Şevk içinde harâb olan" akıncı cetlerimin gittiği, Cenk ettiği, cenk ettiği yerdesiniz! Bosna’m, yad elde kalan sancağım; Yakılan haneleri, yıkılan minareleri, köprüleri... Mehterle yaptıracağım! Fatih’ten hatıra çiçeğim, Şahit olsun dünya, Allah’ın izniyle seni, Yeni baştan yaratacağım! Sus Bosna’m, sus Üsküp’üm, Kosova’m, Gurbetteki yavru yurdum, Beş vakit miracımızda kanlı yaşım, Söz verdim Mevlâ’ya ben: Sizi bayrağımın altına alacağım! Biliyorum, gelemezsiniz, Ben oraya varacağım!.. Mart 1994 Ramazan YILMAZ |