Şair-i Azam
Mevki Viyana
Bir darbe-i ma’kus ile düşmüş o yana Hep tersine dönmüştür onun giydigi şeyler Hem bid-defaat! Onlarla yatip kalkar imiş kendisi söyler Vaktiyle bütün Pul’da yapilmişsa da heyhat! Cümlesi solmuş. Vaktiyle siyah, şimdi fakat yemyeşil olmuş Bir paltosu vardir. Tek gözlügü vardir, geceler kandilidir o. Ya rab ne hayat! Cepler delik az çok Lakin ne zarar var ki delikten düşecek yok. Bir korkusu vardir Meyhanelerin saat-i tatili pek erken... Bir kirli paçavrayla gezer Mendilidir o. Lastikleri bir başkasinindir ki yürürken Durmaz ayagindan çikar ekser... Serpuşu ne festir, ne külahtir, ne sariktir Kalpak da degildir Bir şapka mi, haşa. O onun kendine mahsus Bir başka şekildir. Keşkül gibi bir şey... Milliyetini farik olan yok, soruyorlar: Kimdir bu alamet, bu musibet, ne kiliktir. Ürkütmeyelim sus... Bir kahkaha, bir av’ava kopmakta peyapey Bazen de müheyyâ-yi tasadduk duruyorlar. Zül farkina bir zam! Ancak biri vardir, ona der: Şair-i Azam! |