girişin altında donuk ışıklara bakar güney
açıl kapı
hasanın kapısı
içerde kim mi var
üç bebe ve bir hatun kişi
sen sanırsın hasan kapıcı
binanın her bir kapısında
ama hasan aslında tek bir evin kapısında
girişin altında rutubet yağmuru
onun aldığı yağmur sonrası toprak kokusu


sene altmış dokuz
bina bina değil sanırsın hükümet konağı
bir genel kurmay başkanı
iki mebus
bir sürü sanatçı manatçı


sanırsın hasan kapıcı
sanırsın hasan bakkal
sanırsın hasan sepet
sanırsın hasan kömür

hasan kapını aşk sancısı
hasan kapı gibi
hasan baba
hasan aşk
hasan kötürüm aşk
hasan kötü hasta

komutanlara çıkılır bir gün
ne lazımlık
dönüşü olmayan yolculuk
kapının eşiğine yığılır kalır hasan

koşar imdat
hasan ibni sina
hasan gözü açık
hasan ölü ozanlar derneği
hasan üç yetim
hasan karalar çalan kara-dul
hasan gözü arkada mermerin suratı

on bir ayın sultanı belli
on bir ayın k/ölesi kim
yas ayı

hasanın vasiyeti duvara asılır
çocukları okutacaksın hatun



aşk yemini edilir
okuyacak çocuklar

kapıcı hatun

hatunun ilk işi hasanın düştüğü kapı eşiği
suya gerek yok
özlem boğuyor hatunu
pılı pırtı koklamak kesmiyor ciğerin isyanını

hasan ekmek taşırdı hasan ekmek kokardı
hasan kömür çekerdi hasan kömür kokardı

özlem ne demek hatun
özlem ekmek sepeti kokusu
özlem ne demek hatun
özlem kömür çuvalı kokusu

kağnı yüküdür anadolu kadını
bir ton demir mi daha ağır
bir ton yokluk mu


adamın iliklerini çürütür bu hayat
ya hatun kişinin
dünyanın gergefinde hatun
ruhu çekemiyor bedenini
senesi dolmadan
hatun kötürüm
hasandan sonra ilk erkek eli deyiyor bedenine
cerrah kuşanıyor bıçağı
hatun yalvarıyor al şu yanan ciğerimi

bina bina değil
koca hükümet konağı
komutan aç bırakılamaz
mebusun pisliği çok olur
daha kapılar temizlenecek

hatun yalan bilmez
komutan aç bırakabilinir
Mebus kapısında tepelenebilir yığın
Ama korkar
çoçuk gibi korkar
ya iş yapılmadı diye kapı önüne konulursa
üç çocuktan çocuk gibi korkar



koş hatun koş
koşar hatun dikişleri kurumadan
kapar küreği
bir yerlerde bir madenci olmalı
kazmasını kömür damarına değil
hatunun damarına vuran
at hatun at
daha fazla kömür lazım
koca kazan
at hatun at

iki yaşına girmiş bebe
yarı emekliyerek yarı yürüyerek
varır anne yanına
babasından öğrendiği tek rengi fısıldar


kırmızı



kırmızı değil yavrum
kara
kara kömür bu

babasının son öğrettiği şeydi
dünyada bildiği tek renk vardı
dünyada gördüğü tek renk vardı
gökkuşağının tek bir rengi vardı


kırmızı
kırmızı
anne kırmızı


hatun irkilir
küreğin can havliyle
kürer hiç bişey olmamış gibi
acıya merhem tek çare daha fazla acı
gözleri döner yanına sonra
kalbi dikiş tutmuyor ki
bedeni tutsun
kan...
ama hatun hep gülümseyecek bir neden bulur
iyi ki der
kız olmamış bu doktor bey
yoksa evde kalırdı




hatun düşer
kömür kan verir
kömür ölür
hatun hasan kokusunda
gökkuşağının iki rengi var