SAKLAMBAÇ
Akşam…
Yine saklandı güneş bulutların arasına Sardı çevresini hüzün, yine hali bambaşka Yine giyindi kızıllığı, Ağlamaktan kızaran gözlerime eş Bu akşam yine gönlüm, sensizliğime serkeş… Hayat, hayat dediğin Bir saklambaç, bir oyun. Bir kovalamaca, Akşamla sabah arasında oynanan Güneş bile arada, başını çıkarır da buluttan Seni kimler sakladı, yoksun, gelmiyorsun Gurub etti gönlüm, yine gönlüm, hep akşam… Gözlerime çöker Bir kara perde gibi, hayal kırıklıklarım Kırılır paramparça olur, sensiz düşler hep yarım Hüznüm kucaklar beni, şefkatli bir anne gibi Sonra atar, sensizliğin soğuk kucağına, bu akşam... Katlanamıyorum… Katlanıyor bu akşam katmer katmer dertlerim Buğulu camlardan topluyorum, ümitlerimi sessizce, siliyorum Bir tek parmak uçlarımda kalıyor baş harfi isminin Dokunduğum her yer sensin, baş harfi sensizliğimin… Yağmur yağıyor Köşe bucak yıkanıyor sokaklar Nerde gizli yer varsa biliyor yağmur, ta gözlerimin içine kadar Gözlerime mi yağıyor, yoksa gözlerimden mi akıyor yağmur, Bilmiyorum, sensizim sırılsıklamım üşüyorum bu akşam. Oda soğuk Soba yanıyor gürül gürül Ama ısıtamıyor beni, ışıtamıyor karanlığımı Güneş gitgide uzaklaşıyor benden, arıyorum ay ışığını Oyuna dalmış yıldızlarla hiçbiri yok, Sen yoksun, gelmiyorsun bu akşam… Yalnızım… En korktuğum kadar yalnızım, bu akşam Yalpalıyor kafamda düşünceler bir oraya, bir buraya çarpıyorum, Duramıyorum, zamanı durduramıyorum Giderek daha çok sensizim Her an biraz daha kararırken akşam ve gece oluyor Güneş en uzak yerinde gündüzün şimdi Renkler giyinmiş siyahı, matem tutuyor, benim gibi Düşüyor gönlümün tualine, kül rengi yalnızlıklarım, Sararıyor yaprak yaprak yaşanmışlıklarım, kapkarayım Renksizim, sensizim, sensizlik sızım bu akşam… EDA CEZAYİRLİ |