Şahit Olmak Allah'ın EsmasınaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Vahyin Penceresi Programı var. Hilal Televizyonunda her cuma günü yayınlanıyor. Geçen Hafta konu Mehmet Akif Ersoy’un hayatı idi. Programın son bölümünde bir katılımcı şahit ve şehitlik konusunda soru sordu. Çok güzel bir cevap verdi Mustafa İslamoğlu.
Gerçekten bizim şehitlik kavramı içine sıkıştırdığımız ölürsen şehitsin ifadesini tersdüz etti. Yani asıl olan hayatı en güzel şekilde yaşamak hayatınla Allah’ın esmasına, Allah Rabliğine, Rahman ismine yani doksan dokuz esmanın anlattığı Allah’a şahit olmak yaşarken. Şehit olan bir kere şehittir şahit olan her an şahittir. O programı izlemek için Hilal tv’nin arşiv video bölümünden son kısım D kısmında yanlış olmasın 20 Dakikadan sonra sorulan soruya verilen üçbeş dakikalık bir cevap. Evet geneli de güzel tabii ama benim etkilendiğim şiir diye yazdığım bu yazıya sebep olmuştur. Ya Rabbim bizleri her anını şahit kılan kulların arasında olma iradesini gösteren şehitlerden kıl.
Evet yeniden bildim.
İnsan bu aleme sahip olmak için değil Allah’ın Rabbliğine, Esmasına şahit olmak için geldi. Prangalar elimizde ayağımızda değil Kimin malı, sevgisi, Kimden neyi aldık ki vermiyoruz. Biz neyin peşinde Neye mahkum olan insanlardanız. Dün yeniden dirildim inan. Neydi desen, Bu beni benden kurtaran: Öyle bir şey ki nasıl anlatılır İçimde kopan koca bir alem Koca alem büyüdü Şehit ve şahit ne demek dinlerken Vahyin Penceresinden. Evet ne alaka pranga Ve şehit/şahit... İnsan derler ya Allah yolunda ölürse şehit, Evet doğru doğru ama Allah yolunda şahit olarak yaşamak Her anını şehit vermek Rabbe; İşte asıl olan bu. Peygamberimiz şehit. Şahit olmak hayatınla Her şeyin sahibi, yaratanı Çekip çevireni Doksan dokuz esmasıyla bildiğimiz Allah olduğuna. İşte prangaları kıran, Hiçbir şeye Hiçbir sevgiliye Yaratılana değil Yaratana bağlılık Şahitlik. Hani binbir türlü şehit içat ederler: Devrim, asker, işçi... Doğrudur vardır içlerinde gerçekten şahit Ama diyorum ya kurtulmak için dünyevi olan Ne varsa bu yere bağlayan Prangaları kırıp İbrahim gibi yürümek var Nemrutların ateşine Şehit bu işte, İbrahim bırakıp eşini, çocuğunu giderken Sizleri Rabbime bırakıyorum demek Hacer valimizin dediği gibi Allah bize yeter diyebilmek, Zekeriye Yahya gibi hayatını şahit kılmak, Hanne gibi Hz Meryem’i adamak Rabbe Ve demek Rabbim kabul buyur musun Senin verdiğini Sana veriyorum Kabul buyur diyebilmek, Hz Musa gibi Firavun karşısında konuşmak, İman eden sihirbazlar gibi Nasılsa öleceğiz dönüş Rabbimize Sebep sen olsan firavun ne yazar Biz Rabbimizden bağışlanma diliyoruz sözlerini söylemek, Hz Asiye gibi Firavunun yaptığından uzağım demek, Yürümek Hz İsa ve Havarilerle, Ve Hz Muhammed’in getirdiği O güzellikler içeren vahye teslim olmak O vahye hayatını şahit kılmak İşte özgürlük bu. Şeytani ve nefsani isteklerini Dizginleyip Prangalarını kırdığında insan Gerçekten şahit olur her an Her anı şehittir, Allah’a şahitliği bildiği zaman. (Ocak 2012 İstanbul) |