Zavallı Koyunlar
Bir Çakalla bir Sırtlan çok iyi anlaşırlarmiş.
Ayni yolda yürürlermiş, birbirlerinin yükünü devamlı koyunlara yüklerlermiş.. Çakal Sırtlanın düşünce hocasıymış, Sırtlan biraz daha aptal ama çok sinsiymiş, sadece denenleri yaparmış. Ormanın diğer yırtıcı ve zehirli sürüngen hayvanları devamlı bizim çakalla sırtlanı pöh-pöhleyip “Kurtları bertaraf edemesseniz, bu diyarda sözünüz gecmez, hep karşıdan yalanır durursunuz” derlermiş Koyunlar ovada otlanırken Çakal devamlı bir kenerda durur koyunları nasıl kullanırımda kurtları yok ederim diye düşünürmüş. Koyunların başında devamlı kurtlar bekçilik yapıyormuş, Hiçbir yırtıcı hayvanı yaklaştırmazlarmış hele hele çakallarla sırtlanlara çok dikkat ederlermiş. Sırtlanlar sinsi, cakallar ise çok kurnazmışlar.. Bizim Çakalla, Sırtlan bir sabah biraraya gelmişler ve Kurtları nasıl bertaraf ederiz diye düşünmüşler. Çakallin aklına kallesçe bir fikir gelmiş ve sırtlana yönelmiş demişki “akşama cobana dıyelımkı, kurtlar geceleri koyunlardan parçalayıp yiyorlar diyelim” demiş. “Bence ormandaki başka kurtlara veriyorlar, diyelim” demiş sırtlan sinsice. İkisi birlik olup cobana giderler ve salak cobanı istedikleri gibi kandırırlar. O gece daha, coban kurtları koyunların başından alır ve cakalla sırtlana teslim eder.. Teslim eder ama koyunlara sormadan yapar bunu. Sorsada koyunların karşı gelecek kadar beğinleri olmadığını biliyordur coban. O gece ormanın bütün aç hayvanları ovaya iner ve bütün koyunları afiyetle yerler, birde cobanı menülerine katarlar. Damda kapalı kurtlar Hiçbir şey yapamazlar, böylelikle bir koyun sürüsü hıkayesi maziye karışır. Bir coban bir sürü koyunu bir cakalla bir sırtlana teslim ederse, hazin son kaçınılmaz olur.. Kurgu: Şengül Kaplan Teke |