Elveda..
Hadi ağaçlara koşan çocuklar olalım.
Ne varsa içimizde kocaman, Büyümüş, Sığmayan.. Atalım dışarıya! Tüm gevezelikleri biz yapalım.. Yerli yersiz gülelim. Zamanı gelince değil Her zaman ağlayalım! .................................................. Yuvasız kuş olalım! Ne zaman döneceğini bilmeyen.. Öleceğini de! Hadi.. Ağaçlara koşan çocuklar olalım! .................................................... Sen de isterdin böyle küçülmeyi. Minikliğine ver dünyanın acımasızlığını.. İçindeki büyük dünyanın kapılarını Zorlayamadığına ver Ortalarda kalışını! İnsaların peşinden bakarken Geride kalmışlığına ver Zamansız dünyaya gelişini.. Ve hadi, Aağaçlara koşan çocuklar olalım dediğinde Senle kimsenin gelmeyişine ver Kendinle dolup taşmanı! Kendi dünyana sığmayışına yor Dışardaki dünyanın boşluğunu! ..................................................... Adın, Zihninin en örümcek bağlı köşesinde şimdi! Tek eskimiş yerin, Adını hapsettiğin yer!.. Ve, Kendini hangi dünyalara sığdıramayacağına Sen değil, Adın karar versin! Bu sefer sadece ormanı çağır yanına, Kimse olmasa da yanında Ağaçlar koşar belki yanına! Adın, Sadece ağaçların dilinde şimdi.. .................................................... İnsanların dili yaş ama acıysa Yaprakların sesinde ara sadeliği; Kuru olsalar da! Sen.... Sen adını yıllandırdığın mahzenin sahibi! Kimse şarabını tatmayacak Bilesin! Kimse adını yaşartmayacak dilinde! Yapraklara kulak ver sen de.. Öleceksin sonunda.. Karşırsın toprağa.. Gidersin köklere.. Kökten yaprağa.. Yapraklara rüzgar değer.. Adın söylenir ormana... ............................................................ Hadi! Ağaçlara koşan çocuklar olalım dediğinde, Çok geç olacak! Sen.. Sen adını yıllandırdığın mahzenin sahibi! Ruhsun ruh! Gezinirsin ortalıkta! Tabutun da ormandan olacak meraklanma! Çocuk gibi huzurla gideceksin içindeki dünyaya! Büyümüşlüğüne.. Sığmamışlığına.. Dolup taşmışlığına.. Kocamanlığına! Kocamışlığına! Elveda... |