BİR KADIN/CIK HİKÂYESİ
Yine bir köşe başı ve yine bir kadın var
Yüzünde yoğun makyaj, bluz ince, etek dar Mevsim kış, hava ayaz emînim ki üşüyor Kim bilir bunlar nasıl buralara düşüyor? Geçemedim yanından ayağım geri gitti İçimden bir ses beni sohbet etmeye itti ’Merhaba’ deyiverdim konuştuk ayak üstü Dinledikçe yüreğim erkekliğine küstü Nasıl düştün demedim sormadım nedenini Kim kendi arzusuyla satar ki bedenini? O yine de anlattı dedi ki ’dinle şâir’ ’Şiir yazarsın belki biz kadınlara dâir’ Bir gece odasını basmış üvey babası O el kadar bir çocuk yeter mi hiç çabası? Ve bir tomurcuk daha açmadan soluvermiş Göz yaşları içinde kadın/cık oluvermiş Kadın/cık dedim zîrâ daha onüçmüş yaşı Anası gelmiş bakmış yırtılmış üstü başı Ama hiç seslenmemiş örtbas etmiş yarayı O it getiriyor ya eve bütün parayı Adama hesap sorsa yuvası yıkılacak Hem maddî hem manevî oldukça sıkılacak ’Dudağına ruj sürdün, yanağını alladın Durup dururken yapmaz kesin kuyruk salladın’ ’Bütün suç sende’ demiş atmış evden anası Bu nasıl bir vicdandır ciğerleri yanası Dinlememiş taş kalpli, bakmamış göz yaşına Ve kalmış sokaklarda çaresiz bir başına Bütün gazeteleri birer birer taramış Rızkını kazanacak helâl bir iş aramış Hangi kapıyı çalsa demişler ’gel bende kal’ ’Servetim senin olsun istersen hepsini al’ Birinden kaçtım derken öbürüne tutulmuş Ve kurtlar sofrasında çiğnenmeden yutulmuş Sonu kaldırım işte bir yer yok ki kaçacak Mecbur her sabah başka yatakta göz açacak Kaç ismi var kim bilir sormadım hiç adını Adı üstünde zaten o bir hayat kadını Bu bir kurgu elbette, kasten aldım kaleme Belki bir işe yarar, ibret olur âleme Şunu bilelim beyler! Ne kemiktir ne ettir Kadın Tanrı’dan bize kutsal bir emânettir. . |