RÜYALARIM KÖRDÜĞÜM/Fıtratını düşündüm; acep neye benzersin? Yer altında bekleyen ya elmas,ya da zersin/ Birbirlerine geçmiş, salkımdaki habbesin. Dünyamızın çatısı masmavi gök kubbesin. Ruhani rüyalara dalıp çıkamadığım, Pıhtılaşan kan mıyım, kalbe akamadığım. Aklım ermez inanın; bende yürek değirmen Ve ruhum yumak yumak dert eğiren bir kirman. Teselli mi edecek, rüyalarım kördüğüm. Ne aklımda kaldılar, ne de çıktı gördüğüm. Farkına varamadın ipotekli yarınım Olup da o yârime diyemedim yârin’im. Uzakta durma, gel bak damar damar toprağa. Hangi sırla bilinmez can veriyor yaprağa. Gir besmele diyerek, oku anla kitapta, Ezeliyle varlığı, var etmiş tek hitapta. Nazarı rahmet olan, gazabından kaçılan, Merhamet deryasıyla kullarına açılan, Kapı kapı üstüne kilitleyip melunu, Kurtarır zalimlerden mağdur olan kulunu. Bel bağlama rüyaya; ne pembe, ne mavisi, İnanki, çare olmaz; boşuna tedavisi. Geziyorken bu sabah gördüm ışıyan nemin, Billurlaşmış cemali yansıyordu şebnemin. Kekremsi tadı ile aldım ham kokusunu, Ellerimle dokundum, fark ettim dokusunu. Uçarak yok olmamış, gitmemişti pütürü. Güneşi gören gülün açıyordu bu türü. Bağdaki al güllerin gözyaşları şifaymış, Melekler seher vakti onlara tılsım yaymış. Öyle derdi hep nenem, o sebeple sülalem Eker durur boyuna faydalansın el âlem. Eskilerin bulduğu derde deva emleri, Şefkati bol dedemin yaptığı merhemleri Birden aklıma geldi hercai bakışların. Onca eziyetine aldırmayıp kışların, Şiddetiyle boğuşup baharın eşiğinde Yazı bir bebek gibi salladım beşiğinde. Buz tutan pencereden gördüm dağlar puslanmış. Uzakta donmuş gölün arkasına yaslanmış. Her şeyi ince ince kalbim ile fikr’ettim. Her zaman ve her yerde ALLAH’ıma şükrettim /Rabbimin inayeti, sonsuzdur dirayeti; Herşey o’nun emrinde söyler her bir ayeti./ NİLÜFER SARP___________KASIM.2011 |