Hangi emelin esiri oldum, böyle soldum!Hazan ne kadar figan etse İçimi titreten firkat yüreğimin feryadıyla nefes bitse Gam her vakit sinemin derd-i kederiyse Eleme ne söylerim, hangi acısında ah edip yanarım Dağlanan umutlarımı hangi sahrada ararım Kalan nefesin eşiğinde hala ayazım Ne zaman soksğa çıksam Sessiz yaprakların serencamında ah uzarımla kalsam Her kuruyan an için ellerimi açıp aşkıyla yakarsam Ruhumun insicamında yalnızlığımı bıraksam Hüzün yağmurlarında doyasıya ıslansam Her kadresine bel bağlayıp öyle ayılsam Medeniyet adına nelerden koptuk Ruhumuzun sesini duymaktan anbean uzaklaştık Köşe bucak nefsimiz için kapıları araladık Dinmeyen hevesin hülasasında ağladık Sonra nedamet içinde niye yakındık Emanete ihtimamı nasıl bıraktık Hekim şaşkın, eczane kazanmak için aşkın Bedenler neden bu kadar illetten bıkkın Ne zaman sual etsem yok muhatabım Neye yanarım, hangi aşka ağlarım Vicdanımın ahıyla niçin sayıklarım Kıt aklım,ilme muhtaç dağarcığım İnsan hangi yüzün hesabındadır Aldatmak bu kadar ona yakındır İhanet etmek neden sakıncalıdır Nefs affetmez bak hınca adaydır Gülü koparmak ve halinde yanmak Dikenin senasını duymadan atmak Bin hüzün içinde efkara adanmak Mesnetsiz yakarmak ve de ağlamak Nefes hangi aktin muştusuna taliptir Ruh evvel emirde saklı sual için erdir Nefsin kimin iradesine tevdi edilendir Fikretmek ki aklın ve izanın terazisidir Nerdesin ve hangi demin halinde ensin Ruhun ve vicdanın sesini niye işitmezsin Gönül bahçeni hazan için mi bekletirsin Aşkın ülfetinden vazgeçen bir beşermisin Mustafa CİLASUN |