TANRI GEL DEDİ…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Gün gelir tanrı, erken alır yanına kullarını… Geride kalan, yaşamın zorlukları ve vazgeçilmeyecek kadar kıymetli bir anı… İkileme düşer ayrı kalanlar; biri şimdi, biri de yaşamının geleceğinde… İnsanlar içindir gidenlerin arkasından ağlamak, gidenlerin arkasından üzüntü… Henüz yaşamın zorluklarını tanımamıştır, ortak hatıraları ve geride bıraktıkları direnir; yaşamın zorluklarına karşı… Her şeye direnirler, yorulmazlar… Aradan yıllar geçer, unutmazlar… Zaman geçer, çocuk büyür; serpilir… Çekmeceden çıkarılan bir resme bakılır yıllar sonra ve maziye dair; gözlerden gizlice gözyaşları dökülür… Her ne olursa olsun, bu en güzel sevgidir… Tanrı gel dedi, Çocuk yeni doğmuştu, Henüz alışma evresinde idi tenleri, Henüz alışıyordu çocuğun pamuk elleri, Emir büyük yerdendi, Tanrı gel dedi… Henüz geçmişti koltuğa sıcaklığı, Henüz öğrenmişti, eşinin annesine “anne” demeyi, Hastaneye gitmeden üç gün önce değiştirmişti, Avizedeki yanan ampulü, Henüz öğrenmişti, kirli çoraplarını sepete atmayı, Hissederek koluna girenin sıcaklığını, Hafta sonu beraberce bebek dolaştırmayı, Yaşı gençti, vakit erkendi, Emir büyük yerdendi, Tanrı gel dedi… Sonu, “özür dileme” ve sevgi ile öpme, Zamanına erişemedi, Neden erişemedi, zaman niye yetmedi, Sormadık, soramadık, Emir büyük yerdendi, Tanrı gel dedi… Bilinmez ki; Tesadüf ile başlayan sevgileri, Sevda masalı idi, Tanıyorum, biliyorum, gördüm, şahidim, Buluştuğunda gözleri, İçin için “sevda” ile gülümserdi, Erkendi, gitmek için çok erkendi, Emir büyük yerdendi, Tanrı gel dedi… İST. 24. 12. 2011 / 02. 30 |