Son dem....
Sana, derdimi anlatamamanın ağırlığı ezince yüreğimi
Kaleme verdiğim sırlarımı, kağıtlarda taşıyamaz oldu Ve yakanım oldun, yüreğimin benliğini... Eskiden... Gam yeme yüreğim, daha nice mevsim yaşayacaksın Nice karlar düşecek gözyaşlarının derinliğine Daha yeşermeden döküldüğüne şahit olacaksın yapraklarının Noktalarla başladığın hayatın, birgün son nefesinde noktalanacak Yalnızlığına yanacaksın, yalancı hayallerin kuruttuğu umutlarında Kimseye anlatamadığında derdini, özlemin adı olacak ölüm Diye bir adım daha atardın o koca şehirde... Halbuki... Sen gelince aklıma hala avuçlarımın boşluğuna düşer gözyaşlarım Bir yanım aydınlıklara gözkırpar, tesellisiz olsada yüreğim Şimdi.... Suskunluğa itilen duygularımın yıkıntılarıyla Son satırları, bir deprem enkazına dönmüş yüreğim Tüm cesaretimle dilleniyor takatsiz gözlerim Son deme yaklaşırken yelkovanım... Kalmadı benden geriye, boşa geçmiş bir ömürden başka Bir ufak yel esse düşürecek ölümün dipsiz karanlığına Ve... Sevin! Bilmeyeceksin bile ayrıldığımı, kapandığında gözlerim |