Ağlamak!..
Ağlamak,
İşin aslını bilmek, Eşya ve hadislerin sırrına ermek, Ağlamak, Varlığın ve yaşamın farkına varmak, Bildiklerimi bilseydiniz, İkazını Nebinin dilinden duymak. Hilkatin sırrına erseydiniz, Ağlanacak halinize hiç gülermiydiniz? . Sıcak yataklara gömülüp, gaflet yorganının altına saklanırmıydınız, Kurtulamayacağınız yok saydığınız korkularınızdan! .. Yürüdüğünüz hayat yolunun Köşe başlarında Sizi bekleyen handikapları, Gölgelere sinmiş gulyabanileri, Bilseydiniz. Hala yürürmüydünüz, Umut bağladığınız Meçhul yarınlarınıza! . Umutla bakabilirmiydiniz, tehdit ve tehlikeler ile dolu istikbalinize? Bildiğimi bilseydiniz. Hala sonucunu bilmediğiniz, Gerçek yüzünü görmediğiniz, Bir türlü görmek istemediğiniz, Hayatın, Sonunu ve sonunda önünüze gelecek Hesabı! .. Akıl sonunu görmek, Mantık müsbet davranmak, Hazırlık yapılmadan, Sonuna uğrulanmak. Ne acı. Ama gerçek. Ağlamak, Gidene mi? Gitme sırasını çaresiz beklemeyemi? Yoksa aldanarak, Ağlamaya değmeyen aldatan şeyleremi? |
Teşekkürler. Sayfama da beklerim.