Her kim ise gerçeğin karşısında Hatır için yanlışı savunan, ’Savunurum, dostum!’ deyip avunan Samimi değil o, ikiyüzlü, riyakâr...
-II-
Gerçek acıdır, kırar incitir Zaman/ zaman öyle sert; Üstüste acımasız tokatlar indirir Aylar değil, yıllar sürer sancısı Söyle dost, kim tokatı indiren Kim bu elin yabancısı?!
-III-
Güneş ki yağmurlar yağdırır Fırtınalar koparır, yakar yıkar Yeşertir yine kuruyan dalı, Ağaçlar güneşe doğru uzarlar Gülüm hayat, ışığa, güneşe sevdalı, Yanlışın zemininde muhabbet olmaz...
-IV-
Gönül umduğu yere küser İçlenir, kendinedir hasar Sanmaki fırtına her gün aynı yöne eser Bir gün seni de budar, dallarını keser...
-V-
Dostlar gördüm; vefası, bitene dek çıkar ’Bozacının şahidi şıracı’, çıkar mı çıkar Gerçek dost öyle değil; o bir Venüs Kaybolunca güneş, önce o çıkar...
-VI-
Ne anam babam, ne dayım, halam, Hasta yatağımda elim avucunda Dost isterim, kaya gibi sağlam Ölsem bile dikilsin Mezarımın başucunda...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YANLIŞIN ZEMİNİ şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YANLIŞIN ZEMİNİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.