Uzun İnce Bir Töremdeyim
Ar uz ölçücüler bir şehrin koptu kopacak tarafında
Ellerindeki çiğ cümleleri kalaylıyorlar Ar gittik Uz gittik diyemeyecekler hiçbir zaman… Acıkmış oyuklar kanlı bir kafiye peşinde Başka geçmişlerin hüzünleriyle beslenen Üstü yemyeşil masallarla örtülü oyukların Basalım da yanlışlıkla, bir bataklık balosuna girelim diye Bu ayrıntılar işte akarken göğsümden yırtılmışlığıma doğru Sen nasıl da tanıdın beni o kadar siyah geçtikten sonra aramızdan Baldırımdaki sancı izinden mi? İşte bak böyle dağılıyor cümleler Her sen gibi sizleri anımsadıkça O anımsamalar çoğaldıkça güz cebimde ,, Vakur bir hazla ayrılık kokusuyla büyüyor durmadan yuvalandığı saksısında Penceremin suskunluğunda Maharetsiz geçmişim Kır odamda Böyle bir elim çenemde Mazlum bir kış cebimde Bir filmin en durgun anını sömürür gibi Şöminemin dibinde mayışmış kumrular Buğulu bir keman solosu kulaklarımı gıdıklıyor Biliyorum her harf biraz daha eksi hayattan Ama her avuntu biraz daha katık gecelerime İstedim ama beceremedim Bir ar uz ölçüsü olsun istedim bu sessizliğin Bir ar uz ölçüsü olsun istedim bu sensizliğin Üstümüzden serçe sürüleri geçerken Çırılçıplakken mucizelerimiz Tatlı tatlı hikayeler atarken göllerimize Yağmur lekeleri severken göğüslerimizi Hep yıkanmak isterken gölgelerinde Kalbim daralıyor Kalbim daralıyor Daralıyor bu kadar andıkça Daraldıkça geçemeyeceğini bilerek Kalbimden Başladığım yerdeyim Uzun ince bir töremdeyim Lacivert bir mevsimin göbeğinde Kendimden bir taşım uzaklıkta Soğuklar başladı İmgeler göçte Kaldım mı yine bir başıma kendi sesimle… OKtay Coşar |
düzenli,düzensiz,düzenlisiz
düzen.
hay
..kim ya
şiir güzel.
sen daha hoşsun.