.AĞLAMAK...
Yağan yağmur kokusunda
Sen ayrılığını alır gidersin Ben göz yaşlarımı yağmura saklar Ayrılığına sığınırım Gözyaşlarım üşütür bedenimi Aşkın kör zatürre olur. Nefes alamaz, kendi kanında boğulur Aşkım ölür sevdam yasa bürünürken Siyah gelinler ağıt yakar, Azrail gelir elimdekileri de almaya, Ben gömerim kalbimin en ücralarına, Siyah saçlar beyaza boyanır doğrular kalkar yalanlar salınır Gülen yüzlerde ,kalp hıçkırıklara sarılır Bir hasret kalkar son duraktan Umutlar valizleriyle yol alır Zamansız kalırken saatler, Bir kırlangıç uçar mutsuzluğumdan Bir anda hayat sayfalarım bir bir dökülür Kağıttan uçurtma yapar içimdeki çocuk Mutluluğuma doğru uçurmaya kalkar Koşar gözyaşımın dalgalarına, Uçmaz uçurtmalar, ayaklarıma konar, İçimdeki çocuk hıçkırıklara boğulur |
doğrular kalkar yalanlar salınır
Gülen yüzlerde ,kalp hıçkırıklara sarılır
Bir hasret kalkar son duraktan
Umutlar valizleriyle yol alır
Umutlar valizlerle yol alır/ doğrular kalkar, yalanlar oturur... Bu beşlik dizeyle bir roman bile yazılır; içinde kaybolmuşluk, yalan yere yaşanmışlıklar ve en çok jilet kesiği sızıların yer aldığı bir metamorfuzdu. Ve umutların tükendiği bir yerde olmak, hayal kırıkları kadar yaralayıcıdır.
Yoğun bir şiir okudum, kutluyorum
Yüreği selmalıyorum