Sıla hasreti.
Alışmak ne mümkün
Bu ecnebi ülkede yaşamaya. Serildi buruş buruş Sıkılmış cânım bu soğuk devletin Gerilmiş iplerine. Isınmak mı ne mümkün? Mandallarıyla adetâ kelepçeledi Kollarımı, prangaladı ayaklarımı Yamuk çarpık sistemine. Kurtulmak mı ne mümkün? Nice zamandır bir damla güneş Değmeyen ruhumu şarap misâli Tozlu mahzenlerine hapseyledi Firâr etmek mi ne mümkün? Buharanlı akşamlarında Kanımı bu gurbetin ocağında Sıla hasretiyle demledim . Buharlanıp damarları adetâ terk etti. Nemini kendi nemine de ekleyerek, Bu soğuk ülkede yaşayan, diger Göçmenlerin romatizmalarını Daha da bir azdırdı. Rutubeti zihinlere zarar. Lâkin ne fayda esaretinden kurtulmak. Burası gurbetin daniskası. Burası soğuk Danimarka. Biri gelsede şu mandalları Bu can üzerinden alsa. Sılamın sıcaklığı değse. Ütüsüyle ipeksi bir kıvam alsa artık bu cânı. Yıllanmış şarâbı açılsa artık. Kadehlere döküp hasreti, tüketerek Birlikte içsek artık aile ve dost. Uzun lafın kısası Özlemindeyim sılam özleminde. |
Özlem... aşkın en büyük acısı...