Seni, unutmayı bilmeyen yüreğimin sevdasını…
Her sabah cam önünde kumrunun sesi
Günün aydınlığını fısıldarken yüreğime Aklımda sen, gözlerim dalıyor uzaklara… Kasım ayı,çelik yeleğini kuşatırken yapraklarına O güzelim rengarenk renklerin ahengi Tek tek sönüyor gözlerimde… Yokluğunla buruk yüreğim, Körebe oynayan çocuk gibi yitik, Kalbimse billur gibi yemyeşil çayın Denize kavuşmasını hüsranla izliyor… Endişeler bırakmıyor yakamı İçim titriyor ulaşılmazlığına Ayaklarım sürükleniyor her geçen gün Zamanın acımasız dişleri arasına… Yine de her şeye rağmen; Umut çiçeklerini içime sererek Her gece gülümseyen tek yıldızım oluyor Parlıyorsun inadına… Uzaklaştıramadım yüreğini yüreğimden Onca olumsuzluklar da bile Bir an vazgeçmedi gönlüm… Üşüşünce düşünceler özlem birikiyor Geceme, gündüzüme ekliyorum hasretini… Hala sıcaklığın dolaşırken damarlarımda Yüreğim, sevinç nidalarıyla çırpınan bebek gibi Sevgiyle doluyor… Sevdiğim! Derken göğsüm Yerinden fırlayıp taşan Sevgi damlalarına boğuluyor… Söz verdim yüreğime hüznün Soluk benzini boyamayacağım Bu aşka sevdaya… Çünkü; Toprağımda yeşeren taze fidansın Gittikçe dal budak salan büyüyen.. Asla, dallarının kırılmasına gönlüm razı değil! ... Yüzünün düşmesine, boynunun eğilmesine hiç değil! ... Tomurcuklanıp baharı kucaklayacağı güne kadar Sabırla ilmek ilmek örüyorum içimde... Bekliyor yüreğim erecek vuslatı… İşte o gün, sevdiğim anlayacaksın bileceksin Seni, unutmayı bilmeyen yüreğimin sevdasını… Gülayşe |