Sen,yağmur damlalarını hüzün diyerek içtin mi hiç?Sen, tek başına kalan küçük çocuk gibi,ürpererek yaralanan yüreğinden oluk oluk akan kanları ellerinle sarmaya çalıştın mı? Çaresiz kalıp, irileşen gözlerinle ne yapacağını bilmediğin bir anda oyunun içine düşerken içinden isyan eden, sessiz haykırışlarını bastırdın mı? Ellerini uzatacağın, sığınacağın kolları düşlerken hayallerinin dallarının tek tek kırılıp ruhun çırılçıplak kaldı mı? Gülümseyen gözlerin sımsıcak sıcaklığında kaybolurum sanarak, arkana bıraktığın kırıkları unutup düştüğün yollarda kolların boşluğu sardı mı? Tarumar olmuş benliğinle duvarları, bentleri yıkayım derken yüzüne tokat gibi inen kelimelerin sarhoşluğun da benliğin, viraneye döndü mü? Her gün içinde artarak büyüttüğün koşulsuz eşsiz sevgini sunmak istediğinde, Manasız, anlamsız yalan kaprislerle boğulduğuna tanık oldun mu? Lime lime çatlayan toprak nasıl hasretse damlalarına özlemi; sen hüznü,yağmur niyetine içtin mi hiç? içtin mi? sevdiğim, söyle içtin mi? Anlayamadın! Bilemedin! Ona yanarım Ona isyan ederim Ona deli olurum !.. Seven yüreğimi saramadığına Seven yüreğimi deremediğine Nedensiz bırakılışıma Yanarım… yanarım… yanarım… Gülayşe |