Bilir misin?
Bilir misin?
Gecenin alaca karanlığında Saatlerin çalışmadığı Zamanın durduğu anlarda Sensizlik hariç Hiçbir şeyin koymadığı Küle dönen ateşlerin Hiçbir zaman sönmediğini Ve sönmeyeceğini Hani insanın gözünde tüten ateşlerde Cayır cayır yandığı Yaklaşmak isteyip de yaklaşamadığı Şiirlerdeki platonik aşklara inat Deli gibi sevdiği Ama sevilmediği Sessiz kalıp tutamadığı ellere avuç açtığı Susuz, ekmeksiz kalıp Ama sensizleşmediği Sahte suratlara boyun bükmeyip Şu yalan dünyada tek başına kaldığını Ağlamaklı olup Hüzünlü bir şekil de geçmişe daldığında Her tarafı zifiri karanlık gördüğü Yaşamın acımasızlığına gülüp geçtiği İçindeki volkanik duyguların En sonunda dayanamayıp patladığını Bilir misin? Yarınlara ekilen güzel umutların Dağlarda esen gül kokulu bir esintisinin Her kokusunda koklayamadığım gül’üm Aldığım her nefeste soluduğum havam Gün geçtikçe içimi kaplıyor Yüreğimdeki ateş küçüldükçe Sen büyüyorsun Gönlüm... sen doluyor Ruhum... sen oluyor Tenim... sen kokuyor Uykusuz geçen karanlık gecelerimin sessiz çığlığı Uzak diyarlarda asla kavuşamayacağım hayalim Hiçbir şey koymadı da Şu sensizlik yok mu? Ah ah sensizlik koydu... Bilir misin? |