Biliyorum ; sen de bir daha dünyaya gelsen , Yine beni seçerdin , Kahrımdan öleyim diye ...
GöZyAşI
Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Ümitlerim vardı ! tesbih misali ; Sen giderken dagılı verdiler birden
Yüreğinize sağlık. Sevdiklerimizden ayrı düşmek en zoru olsa gerek. Bazen onlar bizi bırakır,bazen biz gitmek isteriz... Ama gitsek de,gitse de hep içimizdedir!
Sen giderken gözlerim dopdoluydu ; Ve yagan yagmurla caddeler ıslak . Yoklugundan bir rüzgar esti hazin , Teselliler döküldü yaprak , yaprak , Gökyüzünde bir bir söndü yıldızlar . Bir karanlık geldi ! gittigin yerden , Ümitlerim vardı ! tesbih misali ; Sen giderken dagılı verdiler birden .
Bir ölü gelecek evine yarın ? Gözlerinde yarım kalmış arzular , Dalıp hayaline hatıraların , Duracak kapında sabaha kadar . Duyunca kapının çaldıgını ! Korkulu gözlerle dışarı bakma ; Bütün odaların yak ışıgını . Bir bizim kaldıgımız odanın ışıgını yakma . Siyahlar giyinde pencereye çık , Aç kapıyı korkma yabancı deyil ; Bir ölüki ! yaşıyor gözleri açık . Ölüm seni sevmekten acı deyil , Aradı bu ölü hayatı sende ; Öldü artık . sevsende sevmesende ...
Birdaha dünyaya gelsem , Yine seni severdim , Beni üzesin diye , Beni deli divane edesin diye . Biliyorum ; sen de bir daha dünyaya gelsen , Yine beni seçerdin , Kahrımdan öleyim diye ...
-------------- Evliyamısın,nesin,Şemsi Tebrizin Mevlana yaptığı gibi misin yoksa....
Valahı ilimin sonu yok.Elimde bir eser var o eserde her iki erenler de hak aşığıdırlar.İlahı aşkı ruhunda bütünleşmiş ariflerin arifi ünlü Türk sufısi Mevla'nın her döneminde her insana rehberlik eden sözlerinden ve öğretilerinden bir seçki yapmak zor.Babası Bahddin Velet ,Melameti felsefesini benimsemiş bir sufiydi.Onun babasıda bir din bilgini Hüseyin Hatibi'dir.Aslında onun Anadoluya gelişi ve onun tasavufunda ki derinlik oldukça uzun.Bunları burda anlatmak çok zor.Şemsin ölümü dediğiniz gibi kimine göre öldürüldüğünü söylenmektedir.Bu yolculuk uzun yolculuğa giden gemidir.Yazacaklarım bilginiz dahilindedir.Fazla tetaylara girdiğimizde bilmem nasıl çıkacağız.Değerli görüş ve düşüncelerinizden dolayı kutlarım. Sevgim sevgin olsun can şairem,sevgi ve selamlarımla...
Doğrusunu söylemek gerekirse Hz.Mevlana'nın sevgi ve hoşgörüsü ile Hz.Şems'in ölümü yada kayboluşu arasındaki bağlantıyı kuramadım. Hz. Şems bir rivayete göre öldürüldü, bir rivayete göre ise Konya'yı terk etti. Bizim düşüncemize göre aslında ikisi arasında sonuç bakımından fark yoktur. Hz.Şems'in Konya'ya gelişi ve Hz. Mevlana ile buluşması hiç şüphesiz bir nedene dayanan ve raslantısal olmayan bir olaydı. İlm-i Leduna aşina olanların bilebileceği gibi Hz.Şems'in gelişi o güne kadar saygın bir din âlimi olan ancak derununda büyük bir aşk potansiyeli taşıyan Hz.Mevlana'nın önündeki bir takım perdeleri ve dolayısı ile onun "yol"unu açmaktı. Bu görevini yaptıktan sonra da sessizce sahneden çekildi diye düşünüyorum sizcede öle deyilmi sy hocam
Tarihi sürecinde belirttiğiniz gibi erenler diyarı bambaşka bir dünya ve evreni değişik.Biz onlara kavuşamayız ama onlar gibi olamaya çalışmakta bir erdemliliktir.Hz Mevlana Şemsi Tebrize düşüncesinden ve mistik felsefesinden dolayı günlerce kapalı yerde ibadet ederler.Ama Şemsin oratan çeşitli nedenlerden dolayı kayıp olması düşündürücüdür.Tasavufta mesafe alışınınız güzel bir duygu ve ilhamdır.Kutlarım...
Horasan"dan Tebriz"e gelip yerleşen basit bir dokumacının oğlu olan Şems-i Tebrizî, aldığı terbiyeden, garip olmakla beraber manalı ve hesaplı hareketlerinden onun bir tasavvuf eğitimi aldığı, birçok mutasavvıfla görüştüğü anlaşılmaktadır. Tebrizli Yalnız Sûfî Tebrizli Şemseddin, Konya"ya gelmeden önce, şehirleri gezerek, büyük ariflerle birlikte olur. Bazen okul müdürlüğü yapar, bazen de şalvar uçkuru örmek gibi önemsiz işlerde çalışırdı. Ücret verildiği zaman onu almamak için mazeretler ileri sürer, “alacağım biriksin, sonra alırım” der, Ansızın şehirden uzaklaşır, kaybolurdu. Böylece belirli bir yerde, uzun süre kalmadan ve aynı işte fazla çalışmadan hayatını sürdürürdü. Zahirî İlimlerde Müderris Gizemli ve yalnız bir sûfî olan Şems"in kendisi hakkındaki en önemli bilgileri Makâlât adlı eserden almaktayız. Mâkâlât, Şems"in bilinen tek eseridir..böyle degerli biri olmak anılmakta çok güzel gururlandırdınız beni sagulun
Valahı ilimin sonu yok.Elimde bir eser var o eserde her iki erenler de hak aşığıdırlar.İlahı aşkı ruhunda bütünleşmiş ariflerin arifi ünlü Türk sufısi Mevla'nın her döneminde her insana rehberlik eden sözlerinden ve öğretilerinden bir seçki yapmak zor.Babası Bahddin Velet ,Melameti felsefesini benimsemiş bir sufiydi.Onun babasıda bir din bilgini Hüseyin Hatibi'dir.Aslında onun Anadoluya gelişi ve onun tasavufunda ki derinlik oldukça uzun.Bunları burda anlatmak çok zor.Şemsin ölümü dediğiniz gibi kimine göre öldürüldüğünü söylenmektedir.Bu yolculuk uzun yolculuğa giden gemidir.Yazacaklarım bilginiz dahilindedir.Fazla tetaylara girdiğimizde bilmem nasıl çıkacağız.Değerli görüş ve düşüncelerinizden dolayı kutlarım. Sevgim sevgin olsun can şairem,sevgi ve selamlarımla...
Doğrusunu söylemek gerekirse Hz.Mevlana'nın sevgi ve hoşgörüsü ile Hz.Şems'in ölümü yada kayboluşu arasındaki bağlantıyı kuramadım. Hz. Şems bir rivayete göre öldürüldü, bir rivayete göre ise Konya'yı terk etti. Bizim düşüncemize göre aslında ikisi arasında sonuç bakımından fark yoktur. Hz.Şems'in Konya'ya gelişi ve Hz. Mevlana ile buluşması hiç şüphesiz bir nedene dayanan ve raslantısal olmayan bir olaydı. İlm-i Leduna aşina olanların bilebileceği gibi Hz.Şems'in gelişi o güne kadar saygın bir din âlimi olan ancak derununda büyük bir aşk potansiyeli taşıyan Hz.Mevlana'nın önündeki bir takım perdeleri ve dolayısı ile onun "yol"unu açmaktı. Bu görevini yaptıktan sonra da sessizce sahneden çekildi diye düşünüyorum sizcede öle deyilmi sy hocam
Tarihi sürecinde belirttiğiniz gibi erenler diyarı bambaşka bir dünya ve evreni değişik.Biz onlara kavuşamayız ama onlar gibi olamaya çalışmakta bir erdemliliktir.Hz Mevlana Şemsi Tebrize düşüncesinden ve mistik felsefesinden dolayı günlerce kapalı yerde ibadet ederler.Ama Şemsin oratan çeşitli nedenlerden dolayı kayıp olması düşündürücüdür.Tasavufta mesafe alışınınız güzel bir duygu ve ilhamdır.Kutlarım...
Horasan"dan Tebriz"e gelip yerleşen basit bir dokumacının oğlu olan Şems-i Tebrizî, aldığı terbiyeden, garip olmakla beraber manalı ve hesaplı hareketlerinden onun bir tasavvuf eğitimi aldığı, birçok mutasavvıfla görüştüğü anlaşılmaktadır. Tebrizli Yalnız Sûfî Tebrizli Şemseddin, Konya"ya gelmeden önce, şehirleri gezerek, büyük ariflerle birlikte olur. Bazen okul müdürlüğü yapar, bazen de şalvar uçkuru örmek gibi önemsiz işlerde çalışırdı. Ücret verildiği zaman onu almamak için mazeretler ileri sürer, “alacağım biriksin, sonra alırım” der, Ansızın şehirden uzaklaşır, kaybolurdu. Böylece belirli bir yerde, uzun süre kalmadan ve aynı işte fazla çalışmadan hayatını sürdürürdü. Zahirî İlimlerde Müderris Gizemli ve yalnız bir sûfî olan Şems"in kendisi hakkındaki en önemli bilgileri Makâlât adlı eserden almaktayız. Mâkâlât, Şems"in bilinen tek eseridir..böyle degerli biri olmak anılmakta çok güzel gururlandırdınız beni sagulun
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.