İSTERSEN, "Bütün Şiirlerim Senin Olsun" adlı şiir kitabımdan, İsim Yayınları, Ankara, Kasım 2011
İSTERSEN…
Kader, olur mu hiç zalime yoldaş? Mülkün ve zulmün pazarı Çok sonradan kurulmuş… Balçık diye yazarsa da kitaplar Meğer önce halk olan, umutmuş… Allah ilk büyük suçludan esirgemedi, Ben de Kâbil gibi seni bekleyebilirim… Oysa yanarım, Hüküm giymek değil benimki, Bir sürgün bile olamadım! Mekânım kayıp ve dünüm, Gelip geçer önümden zaman, Sadece elinden tutabilirim… En çılgın seyyahlar uğramaz Adım atamaz koylarıma! Zalimlerin başı insaf eyler Bıçak çalamaz yaralarıma! Sürü artığı kurttan ilham alıp Gözden ırak, ağlamadan sarabilirim… Bilmediğim devirlerden beri Yaşarım buralarda! Ne bir ülke ne bir kural Prangalar sürünmez topraklarımda! Çifte dünyalı bir fakirim, Her gün birinden birine, Yeleleri bronzdan atlar üstünde, Ufuklara meydan okuyabilirim… Vaat edilmiş hiçbir şey yok Ne sundular, ne ben istedim cenneti Yarısı balkan, yarısı bereketli vadilerde Bir ana kadar doğurgan Aşı boyalı tarlaları sürebilirim... Yağmur çamur demeden el verdim, Ortak durdum boy atan başaklarına. Lâkin namerttir harmanı bekleyen! Razıyım aşkının zekâtına… Gel basıp geç serdiğim mendile, Yaratan’dan ve senden gelene, Bir derviş sabrıyla boyun eğebilirim… Başımın üstünde bulutlar yoksa da, Divaneyim, yerimde durmam bir lâhza, Alkım mavisi, Kaf’ın şimşeği demez, Boynumun borcudur, indiririm arza! Sen değil, ihtimalin olsun da, Gazabı çarparmış, kimin umurunda?!.. Merhametsiz yağmurun tam ortasında, O yalnız ağacın altına sığınabilirim… Adı bilinmez şehrin sakiniyim, Bir ses gelir arştan, Helâk olur benden gayrisi. Bu erken çağrı değil, Böler uykularımı her gece, Yârin boynu bükük fısıltısı... Giden gitsin neyime, sen buyur da, Surdan önce sana koşabilirim… Hani efsanelerde geçer ya, Miraçta Burak emsali, Bir adımda dağları aşacakken, Yer delinir, gök çöker Herkes kendi hesabının derdine düşer... Tartıya konacak ne malım var, Ne de senden başka günahım. Ayağıma dolanır gizli sevdan, Bir meczup gibi sade seni söyler, Kıyamette bile uğruna, dönüp durabilirim... Varsın büyüsün hiçliğim, Dönsün varsın aynı dolap. Kül, yine payıma düşsün, Gözlerimi bağlasalar da Yarab, Sende bitmek, başlamaktır her sabah, Ne güzel şey yanmak yoluna, Hiçliği, küllerinle savurur, bütüne varabilirim… Yeter ki umutlar ölmesin, Anka olup yeniden doğabilirim… Sebahattin YAŞAR / 08.08.2005 |