Kanadı kırılan, içi burkulan can, umuda ram ol!Issız ve sakin sahrada sinemi meftun eden bir ses duyuyordum Suskun çığlıklarımı, yutkunduğum umutlarımı bir bir onun tınısından kokluyordum Adeta mest oluyordum, içimin yanıklığını bir nebze olsun, ince sesten anlıyordum Gönlümün efkarını sessizce ufuklara bırakıp dalıyordum, gözyaşlarımı saklıyordum Yüreğimin üşümelerini, gönlümden kopan çığlıkları ne yapmalıydım Edebin rahlesinde, sabrın nefesi bizar bıraktıran çırpınışlarıyla, beklenen umudun nidasıyla Yıllara sari hıçkırıklarımla artık daralmıştım, çarelere sarılmıştım, ne derlerse kanmıştım Ruhumun hicranıyla başbaşa kalmıştım, sine-i sürurumdan kopan yaprakları anmıştım Neydi yaşadığım burukluk, yıllardır yaşadığım suskunluk Bir kalbim var, narıda, hakkıda, vuslatıda, inşirahıda anlayacak ve azimeti kuşanacak arla Yüreğim ise bir uzuv cenahından, beynime kan pompalamaktan, tevdi edilen aşkı sanattan İradem, aklın ve izanın ilimle hemhal olan sadrından, ruhumdan kopan bir idraki farktan Lafsayı celali zikrederken ve kitabı celili tilafet ederken İçim gidiyor, kalbim titriyor, gözlerim seyiriyor, gönlüm alıp başını ötelere doğru gidiyor İhmal ettiklrim, keşkesiz nedametlerim, iradeyi tercübesizliklerim ruhuma hucum ediyor Nefsim nizam için direniyor, mütemadiyen maslahat üretiyor, vicdanım neler söylüyor Kuş kanatlarını çırparak uzaklaştı, bilmem ki saklı hevesinde ne vardı Güle bakmak, edebi ruhumda bulmak, kalbin inşirahı için el açmak, gönül kapımı aralamak Dur durak bilmeden tahkike sarılmak, aklın ve irfanın senasında sabahlamak ve ağlamak Hiç nedamet duymadan, arifin dergahından uzaklaşmadan, vecdin ferahlığına kavuşmak Mustafa CİLASUN |