buzul çağı...
bir kış sabahı
ayaz düştüyse saçına buz mavisi bir ten ve kristal kaşlar altında kahve rengi gözlerin ve donmuşsa yaşlar ağlama artık vakit gitme vaktidir... saniyeler akmaz vakit duraklar titremiyor ellerin buzuldan parmaklar ayağın nerede, ayağın kayıp kulağında uzak tınılar ağır ağır seker kalbin ve kanın yavaşlar tatlı bir rüya çağırır seni aklında kokusu güzel günlerin, aklında çocuklar ha gayret, dayan dayan ama gözkapağın ağırdır üzerinde ağrılar olmaz artık, olmayacak kapandı tüm kapılar ve yollarında karlar kilidi kırılmış ve elinde bir anahtar, ama neye yarar, neye yarar dönüş yok geriye kalan, uzatmalar... bir kış sabahı ürperipte yatağında uyanırsan bir başına arama beni, çağırma yakıp ateşini acıların seyret ve ısın! közlerinde tüter buğusu közlerinde hatıralar.. sayma sakın kaç bahar var vuslata sayma, henüz erken henüz vaktin var... 25.11.2011 |