AVARE YILLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Romanımızın başkahramanı isimsiz bir gençtir.Babaannesiyle Adana’da yaşar.Annesi,babası ve kardeşleri Beyruttadır.Genç,Hasan Hüseyin ve Gazi ile iyi arkadaştır.Arkadaşları genci sigaraya alıştırır.Her gün okula deyip,köşeyi döndükten sonra kahveye giderler.Kahvede günü geçirdikten sonra eve döner.Artık okula gitmek yerine bir işe girip çalışmak isterler ve bir dokuma fabrikasında iş bulurlar ama önce işi öğrenmeleri ve sınavdan geçmeleri gereklidir.İşi öğrenip sınavı kazanırlar.Çalışmaya başlarlar.Birkaç gün sonra İstanbul’a gitmek isterler.Hasan Hüseyin,gence Gazi’nin sözüne uymaması ister.O günlerde de babaannesi genci halasının yanına göndermek ister.Babaannesi halasına mektup yazar.Halası da bu işi onaylar ve yol parası yollar.Gazi gence halasının gönderdiği paranın kendilerine yeteceğini söyleyerek onun aklını çeler.Hasan Hüseyin’e haber vermeden İstanbul vapuruna binerler.Vapurda Zümrüt adında bir bayan ve ailesi ile tanışırlar.Kadın bunlara iyi davranır.Ne isteseler yapar.Birkaç günü mutlu geçirirler.Kadın ve ailesi portakal bahçelerinin olduğu şirin bir ilçede inerler.Kadının gidişine üzülürler.Birkaç gün sonra İstanbul’a gelirler.Paraları azalmaya başlar.İstanbul’da eski arkadaşları Yirmialtılığı bulurlar.Yirmialtılık bir lokantada çalışır.Onun peşinden giderler.Lokantanın tavanarasında birkaç gün kalırlar.Yirmialtılığın patronu kızınca Yirmialtılıktan para isteyip oradan ayrılırlar.Sonra Gazi’nin tanıdığı Nevzat’ın yanına giderler.Nevzat bunların karınlarını doyurur.Onları ağırlar.Gazi ve genç iş ararlar ve bulamazlar.Çaresiz bir şekide Adana’ya dönerler.Döndüklerinde Gazi babasından,genç de babaannesinden fırça yer.Babası Gazi’yi çalışması için dayısının yanına gönderir.Tam da o günlerde gencin annesi Adana’ya gelir.Ona mutlaka okuması gerektiğini,bir baltaya sap olması gerektiğini söyler.Beyrut’ta işler yolunda gitmediği ve paraya ihtiyaç olduğu için annesi Adana’da para bulmaya çalışır.Bir zamanlar kendilerinin olan ve haksızca ellerinden alınan bir araziyi geri almaya çalışır.Mahkemeye başvurur,dilekçeler yazar.Fakat sonuçsuz kalır.Annesi genci okula gönderir.Genç okula isteksizce gider.Ailesinin sefillikle uğraşırken kendisinin okula gitmesinin lüks olduğunu düşünerek okulu bırakır.Gencin annesi çok üzülür ve hiç bir iş yapmıyorsan iş ara der.Genç sokaklarda boş boş dolanır.Bir gün dedesinin arkadaşı onu görür ve evine çağırır.Orada birkaç gün yoksulluktan kurtulur.Sonra oradan da uzaklaşır.Annesi de Beyrut’a döner.Tekrar sokaklar da dolaşmaya başlar.Günler geçer.Bir fabrikaya muhasebe memuru olarak işe başlar.Yirmi dört lira doksan beş kuruşla babaannesine ve kendine bakar.Genç fabrikada çalışan bir kıza aşık olur.Her gün onu takip eder ve evlerinin önünde onu bekler.Kızın on dört yaşında ve Boşnak olduğunu öğrenir.Kız da genci sever.Bir gün gence beni istiyorsa babamdan istetsin der.Genç de babaannesi ile gelip kızı istetir.Kızla evlenirler ve mutlu bir yaşamları olur.
Orhan Kemal’in
"Avare Yıllar"ını lise yıllarında okumuştum orda kendimi bulmuştum az buçuk o yıllarda yani şimdi avare yıllar yok ama avare ömrüm var nereye bilmemki O biliyor vakti saatini... GÜLBANG-İ HACI BEKTAŞ-İ VELİ-İ HORASANİ ................................. Hü erenler Hünkar Hacı Bektaş-i Veli-i Horasani Seyyid Abdal Musa Sultan , Sahib-i Dilgüşa Kaygusuz Abdal Sultan demine devranına hü ..vakitler hayrola... hayırlar fethola.. |
Hayatımıza bizler yön vermeliyiz, kimsenin himayesine girmeden
kusursuz yaşamak için insanlığın öncüsü olmalıyız, bunu yapmak için de çalışan ve üreten olmalıyız
çünkü üreten insanlar saygıyı hep hak etmiştir, edecekte...
Yüreğindeki umut ışıkları hiç sönmesin OZAN
Selamlar...