hüzünlü sonbahar gecelerisiyah ve grinin birbirine dolandığı hani o bildik ve mistik sonbaharın nefeslerimizi sararak ciğerlerimize dolan en derin hüzünlerimizi bize yaşatan sisli ve gri binaların sardığı caddeleri titrek ışığıyla aydınlatan donuk ve ışıltısız hüzünlü sonbahar geceleri heleki bire birde çok farklı biraz acı biraz tatlı yaşansada o anı rüyayla gerçeğin arasında hep iyiliğin yanında üstümüze çöken hüzünlü havanın tenefüsünde kalbi acıtan yakan yıkan kaçan hüzünlü sonbahar geceleri duygusal sempozyumlara katılan konferanslarda acıyı anlatan kalbin görünen tarafı stabilize yollarda düşe kalka parçalanmış bir firarinin korkusu ile saklanan öteki yanı çıkar ortaya hüzünlü sonbahar akşamı hangi dilde ağlanıyorsa anlasakta anlamasakta ayrılık vardır orda o anda sade ben yani sen yada içindeki ben ve sen hırçın dalgalardan yediği azaptan kararan kayalarda rüzgar baskın ben şaşkın yağmur ahmak ıslatan meskun mahallerde hıçkırıklarla ağlayan ha ben ha sen ha o yada onlar ne fark eder hüzünlerin yaşandığı sonbahar gecelerinde donuk ve ışıltısız tiz seslerin çoğaldığı boğuk duygulu duygusuz anlatılan dillenen dinletilen şarkılarda söz söyleyen aç tok zayıf güçlü takatlı dirayetli gidişinde gelişinde yolların arasında garantisi olmayan ölüm ve yaşam arasındaki kısa mesafede ne kadar acılı hüzün varsa gürültü ile yaşanır yaşatır hüzünlü sonbahar geceleri vkeskin |
pek anlayamadım bu dizede ne demek istediğini?