Gül Eyler
Çöllerde damlaya hasret kalmışım
Göz yaşım aktıkça çağlar sel eyler Gurbet pınarıyım gurbet akmışım Zerremi tadanı bağlar kul eyler Ufkumdan yükselen doğan güneşim Damlana muhtaçken yağansın eşim Sensiz dünya bom boş gözümsün kaşım Kuruyan fidanı dağlar gül eyler. Kalmadı iz’anım aklım yitirdim Semada göründün aldım indirdim Öyle dert oldun ki dağ oldun bindin Susturur bülbülü ağlar lal eyler Verdiğin her acı bin derde derman Sana feda bu can elimde ferman Sen bana Hûri’sin ben ise Gılman Sevdası sırat-ı yağlar yol eyler. Geçtiğin kıraça tohum saçmışsın Açan her yaprağa âhım yazmışsın Yağmayan buluta mezar kazmışsın Bağlanan kısmeti sular döl eyler Naim’im yaradan duysun figânım. Bir mûcize olsun dinsin hicrânım Sevdama şâhitsin sensin burhânım Hasreti dağ gibi dolar göl eyler Kuruyan fidanı dağlar gül eyler. 03.07.2011 / 19.30 Bedrettin Naim Arslan |
Daim ol