Yapamıyorum
Yapamıyorum
Açamıyorum kapılarını umut ve sevincin Gelip geçeni seyrediyorum sadece Kapı ardındaki deliklerden Diz çöküyorum, kapanıyorum yere Toprak olurcasına, inciler süzülüyor yanaklarımdan Çığlık çığlığa bağırıyorum ama Sesim pencereleri aşamıyor. Kimse duymuyor, kimse bilmiyor ıstırabımı Bir tek soğuk duvarlar ve aynalar şahit. Kendimi dışarı atıyorum sonra Yağmur yağıyor, hava soğuk ve öfkeli Bu benim hüznüm diyorum işte gökyüzünü saran O zaman yağmur artıyor, yapraklar süzülüyor. Bazen kalabalık duraklarda kayboluyor Bazen de direğe yaslanmış buluyorum kendimi Ne adım atacak halim kalıyor ne de bekleyecek. Bir umut perisi görüyorum bazen Okula giden çocukların yüzünde Gülümsüyorum birkaç saniyeliğine Sonra geçip gidiyorlar yanımdan sessiz, usulca Geçiyor bu büyülü an ve hüzün kaplıyor her yeri İnsanlar görüyorum el ele tutuşan Sarılmışlar birbirlerine, tek bir vücut olmuşlar sanki Yarım vücuduma baktıkça imreniyorum onlara Akşam oluyor bir meyhanede soluklanıyor, Bardağı taşırıp, şişenin dibine vuruyorum Geçmişin yıkık hatıralarına gidiyorum Radyodaki hüzzam nağmeleriyle bir an. Artık içimi ısıtmaya yetmiyor aldığım yudumlar Ne saati hatırlıyor, ne günü ne de ayı Doğduğum günü lanetliyorum masadan kalkarken Dünyam dönüyor, insanlara çarpa çarpa yürüyorum. Alıp başımı gidesim geliyor uzak diyarlara Eğer haksızlıklara karşı çıkamıyorsan Yenilgiyi kabullenip gitmeyi bilmeli insan Kendimi yırtıyor, parçalıyorum ama gidemiyorum Ben buyum işte diyorum korkağım O kadar alışmışız ki başkalarının hayatlarını yaşamaya Başkası için düşünmeye, gülmeye, ağlamaya Sonu da onlar getirecek sanıyoruz, biz yapamıyoruz Deniz havası almaya gidiyorum bazen de Gözüme balıkçının oltası takılıyor, ucunda bir balık Çırpınıp duruyor hayata tutunmak için Balıkçı bir balığa bakıyor, bir denize bir de kovaya Sonra merhametli balıkçı azat ediyor balığı Balık yine devam ediyor denizde süzülmeye Ama yüreğinde ömrünce taşıyacağı yara iziyle… A.Ö |